27 Ağustos 2012 Pazartesi

Tibet Ölüler Kitabı / Bardo Thödol


“Dünyada iki kusursuz insan vardır. Biri, henüz doğmamış, diğeri ise ölmüş insandır.”
Çin Özdeyişi

Tibet’in kutsal kitabı olan “Ölüler Kitabı” ölüme hazırlık, ölüm sonrası uyanış ve tekrar Tibet Ölüler Kitabı (Bardo Thödol), insan ruhunun ölüm olayından tekrar doğmasına dek içinde bulunacağı koşulları ve geçireceği bilinç hallerini ayrıntılı bir biçimde açıklar ve ruha ölüm sonrasında geçirebileceği haller konusunda rehberlik yapar. Birçok kişiye alışılmadık bilgiler sunan, yepyeni bir düşünce tarzı ortaya koyan, antik bir metindir. Bu bilgilerin anlaşılması zor gibi gözükse de ruhsal yolu izleyen bir insanın kavraması son derece kolaydır; çünkü bu metnin dilinde, karmaşıklığın altında bir basitlik gizlidir.

Kitabın Tibet dilindeki adı Bardo Thödol’dur. Bu ad, “bar”, “do”, “thos” ve “grol” sözcüklerinin bir araya getirilmesiyle oluşmuştur ve “duyarak aracı hallerden kurtuluş” anlamına gelir. Bu kitap adının anlamından da anlaşılacağı gibi, ölmekte olan kimseye öte-âlemde yardımcı olması amacıyla, huzurunda okunacak biçimde düzenlenmiştir. Bu kitaptaki bilgilere göre, kişinin imajinasyonunu, niyet, düşünce ve duygularını denetleyebilme yeteneğini henüz yeryüzündeyken kazanabilmiş olması kendisine ölüm sonrası yaşamında son derece yararlı olur ve bedenini terk eden herkesin geçireceği ilk zor aşamaları kolayca atlatmasını sağlar. Dolayısıyla, kadim Tibet tradisyonuna göre bu yeteneği henüz yeryüzündeyken kazanabilmiş olan kimselere bu kitabın okunmasına gerek kalmamıştır. O âlemde karşılaşacağı olaylar kişinin kendi zihinsel faaliyetinin ürünleri olacağından, zihnini ve duygularını denetleyebilen kişi, haliyle, o olayları da denetleyebilmiş olacaktır.

Budizm inancının amacı tekrar doğmamaktır. Dünyevi acılara son vermenin en sağlam yolu, bir daha ana rahmine girmemenin yolunu bulmak, kurtuluşa ulaşmaktır. Budist inancın ölümle ilgili temelini oluşturan ve binlerce yıldır korunan bu eşsiz antik metinde, ölen kişiye bu kurtuluşa ulaşması için yapması gerekenler anlatılmaktadır. Diğer bir deyişle, ölen kişinin ruhunun asıl hedefi olan yere gitmesi için yol gösterilmektedir. Beden öldükten sonra tekrar ana rahmine düşmemesi için ruhu yeniden doğuş yolu boyunca yönlendirmek ve bir Buda kutsallığına erişene dek ona eşlik etmek için yazılmış bu metine göre, kişi öldüğünü anlayacak ve buna göre ruhlar dünyasında ruhuna sahip çıkacaktır.

Ölüm sonrası âlemlere bir rehber olarak yazılan Tibetlilerin ölüler kitabı "Bardo Thödol"da anlatılan Hayat Çarkı altı bölümlüdür ve içi de altı âlemi barındırır. Bunların hepsi Samsara'ya tabidir. Samsara âlemlerinden tek kurtuluş da, arzu ve hırsları yok eden, duygularını aklı ile kontrol edebilen, nefslerine hâkim Bodişatvalar'ın yoludur. Sadece bu yolla sonsuz acı ve zevklerin birbirini kovaladığı ve sonsuza dönen hayat çarkından kurtulup yedinci bir âlem teşkil eden Bodişatvalar'ın diyarına girmek mümkündür.


Aslında, sözcük anlamıyla “ara hal” anlamına gelen “Bardo” terimi ruhun içinde bulunduğu bilinç hallerini belirtir. Ölüm denilen bedenin terk edilmesi olayından hem önce hem sonra yaşanabilecek bu “ara haller” konusu Tibet Ölüler Kitabı’nda önem verilmiş bir konudur. Ölüler Kitabı’nda aracı haller 6 grupta ele alınır:

1-Kyenay Bardo: Doğum öncesinde, anne karnındayken içinde bulunulan bilinç hali.
2- Milam Bardo: Rüya sırasındaki bilinç hali.
3-Tingezin Bardo: Meditasyon sırasındaki bilinç hali.
4-Chikai Bardo: Ölüm anındaki bilinç hali.
5-Chönyid Bardo: Ölüm sonrasındaki bilinç hali.
6-Sidpa Bardo: Yüksek realiteye ulaşıldığındaki bilinç hali.

Kitap, birbirini izleyen altı özgün yöntemle ruhun özgürlüğe kavuşturuluşunu anlatır. Tibet Budizmi, ölümden sonra ruhun bedenden ayrılacağını ve ayrıntılı ve de güçlü bir arınmadan geçeceğini söyler. Yeniden bedenlenmek için ruh, yeni bir rahim seçmeden önce, bardo adı verilen bu aşamalardan geçer. Burada ruh, durumu ve ilerleme düzeyi yönleriyle karmalar bazında teste tabi olur. Bu bardo aşamaları ve tasvirleri, "Tibet' in Ölüler Kitabı"nın temelini oluşturur.

Kadim Mısır'da insanların yıldızların "tohumları" olduğunu inanılırdı. İnsanları yürüyen, konuşan, düşünen ve şuurlu "yıldız nesnesi" olarak görürlerdi. Bu bir yerde bilimsel olarak da doğrudur. Bedenlerimiz kadim sönmüş yıldızlardan, kozmik artıklardan ve parçacıklardan gelen uzay tozlarından oluşmuştur.

Ölüler Kitabı, yaşamakta olanlar için de önemli ruhsal süreçleri simgeler. Bardo, ölümle yeniden doğuşun arasındaki 49 günlük nekahet dönemidir ve üç ana bölümden oluşmaktadır. Tibet Ölüler Kitabı M.Ö. 8 y.y.'da yazılı hale getirilmeden çok önceleri, kuşaklar boyunca ağızdan ağza nakledilirken konuya vakıf olmayan kimseler tarafından öğrenilmesi ve istismar edilmemesi için son derece simgesel yazılmıştır. Kitabı hazırlayan bilgelere göre; ölmesini bilmek de bir yetenek, hatta bir marifettir.

Tibet Ölüler Kitabına göre, ölüm denen 'geçiş' ya da ölüme yakın bir deneyim, büyük ölçüde, bir bilgi ve uygulama işidir. Cenaze töreninin kaçınılmaz bir parçası olarak okunan bu eserle amaçlanan; hem bedenini terk etmiş şahsa yardım, hem de dinleyenlere inisiyatik ve ezoterik bir yardımdır. Ayrıca, öleni ağıtla ağlayarak, çırpınarak değil; sevgi ve coşku dolu hafifletici tesirlerle dünyadan uğurlamak doğrudan doğruya uygulanan, inisiyatik ve bilgi esaslı bir adetti. Böyle bir uygulamadan amaç da; fizik bedeninden ayrılan kimsenin ahirete uyumunu kolaylaştırmaktır.

Eski Tibet’te son yolculukta yardımcı olması amacıyla ölmekte olan kişiye okunan bir ölüm kılavuzu olan bu kitap için her ne kadar ölüler kitabı dense de metinler aynı zamanda bir doğuş, yaşayış kitabı olarak da adlandırılabilinir. Tibet Ölüler Kitabı aslında tamamen bu dünyayla da alakalıdır. İnsanların bu dünyada nefislerini terbiye etmeleri için hazırlanmış çok eski bir kılavuzdur. Ölmeden önce ölebilme gücü ve yetkinliğine sahip olabilecek gerçek insan yaratımı hedeflenmiştir.

Kişinin nasıl bir yaşam sürdüğü kadim sistemlerde hayati bir önem arz etmekteydi. Var oluşun sonsuz olduğuna ve gelişmenin bedenin ölümden sonra devam ettiğine inanıldığı için bu dünyada olacak şeylerin ölüm ötesine yansıyacağı düşünülmekteydi.

Tibet’in Ölüler Kitabı, yaşarken gelişmeyi, dönüşmeyi ve bilgi edinmeyi önerir. Bireysel gelişim; bireyin varlık olarak kendini anlaması, tanıması ve bilmesi sürecidir. Hayatın anlamını her insan kendi vicdanında aramak zorundadır. İnsanın yaşarken kendisini tanıması, bilmesi, yaratması ve kendine özgü olması demektir. Herkes bize hayatımız için bir rehber vermeye çalışır oysa asıl rehber bizim kendi içimizdedir. Sorularımıza yanıt, dışımızda değil bizdedir. Ulaşmamız gerekli olan benlik de dışımızda değil, karanlık olan içlerimizdedir.

“Yaşamı bulmak istiyorsanız kendi içinize bakmak zorundasınız.”
Hz. İsa: 

Kaynakça:
-Tibet'in Ölüler Kitabı” W.Y. Evans-Wentz
-Wikipedia
“Ölüm Ötesi Dönüşüm: Ka, Ba ve Kabala” Jay Weide

Hazırlayan: Berk Yüksel



.