23 Ağustos 2012 Perşembe

Teknolojinin Ürettiği Ses ve Işık Frekanslarının Etkileri


İnsan beyninin Alfa frekans aralığı 7-14 cps’dir. Amplitütleri: 30–50 mikro volt olan düzenli beyin dalgalardır. Bu frekans aralığı bilinçaltı aralığı olarak bilinir. Rüyalar başta olmak üzere gündüz düşleri, genel trans haller, çoğu psişik fenomenler ve hemen hemen tüm hipnoz deneyimleri bu aralıkta meydana gelir. Düşünme faaliyetinin olmadığı anlarda beyin Alfa dalgaları yayınlar.

Alfa dalgaları yaşa göre değişiklik gösterir. 1,5 yaşındaki çocuklarda seyrek olarak görülür. 3 ile 5 yaş aralığında sabit bir şekilde görülmeye başlanır. 16 – 18 yaşlarında ise Alfa dalgaları tam olarak düzenli şekilde görülürler. Yaşlılık dönemlerinde ise giderek azalırlar.

Parapsikoloji araştırmalarında telkine musait olan ruh ve bilinç hali “Alfa Durumu” olarak adlandırılır. Alfa durumu ile insan için sıradışı deneyimler arasındaki ilişki ise deneysel araştırma laboratuarlarında araştırılmaktadır. Bu araştırmalar ile birlikte geliştirilen teoriye göre Alfa dalgalarının ışık, ses gibi çeşitli uyaranlarla aktive edilebildiği gözlenmiştir. Hatta bu çalışmalar doğrultusunda bazı cihazlar da geliştirilmiştir.

Dağınık zihin veya düşünmeyen zihin telkine hazırdır. Bu Alfa durumudur. Düzenli yada düzensiz ses veya ışık, tüm titreşim kaynakları zihni dağıtır ve telkine açık hale getirir. Eşik altı düzeyde olsa bile bilinçaltı için yine böyledir. Klasik flash ışık dalga titreşimlerini göz ayırt edebilir ama günümüzde gözün ayırt edemeyeceği kadar hızlı titreşim yayan teknolojiler kullanılmaktadır. Bunlar bariz olarak ayırt edilemese de tesiri aynı olmaktadır ve göz yorgunluğu ile birlikte genel bir yorgunluk hali ve benzeri rahatsız edici semptomlar olarak açığa çıkmaktadır. Fizyoloji yansımaları bunlar olmakla beraber bilinçaltı yansımaları ise tam bir netlikle bilinememektedir.

Ses vücut kimyasında doğrudan etkili unsurlardandır. Duyguları kontrol eden salgı bezleri ile bir tür rezonansa girer. Bu etkileşim duyguları etkiler. Duygu değişimi beraberinde zihinsel süreçleri de etkilemektedir. Aynı şekilde organlar üzerinde olumsuz etki bırakan müzik frekansları da vardır. Çok düşük frekanslı sesler ve rock müziğinin vuruşları hipofiz bezini etkiler.



Hipofiz bezi insanlarda şu fonksiyonları gösterir: Büyüme, STH çok salgılanırsa devliğe, az salgılanırsa cüceliğe yol açar. Kan basıncı. Hamileliği kontrol etmekle birlikte doğum sırasında dölyatağı kaslarının kasılmasını sağlayarak doğuma yardımcı olur. Anne sütü üretimi ve salgılanması. Erkek ve kadında cinsel organ fonksiyonları. Tiroid bezi fonksiyonları. Besinlerin enerjiye dönüşümü.Vücudun su dengesinin düzenlenmesi. Böbreklerden suyun geri emiliminin düzenlenmesi (ADH ile). Vücut sıcaklığının düzenlenmesi.

Nazi Almanyası’nda ve eski Sovyetler Birliğinde toplumları belirli zihin formatlarına sokmak için müzik propaganda aracı olarak kullanılmıştır. Hatta müzik propagandası için komisyonlar kurulmuş ve böylece ses etkisi ciddi derecede uygulamaya konmuştur.

Aynı şekilde, insan zihni ışık dalgalarından da etkilenmektedir. Özellikle titreşimli ışık dalgalarının bilincimiz üzerinde çeşitli etkilerde bulunduğu tespit edilmiştir. Ve bugün özellikle gelişmekte olan ışık teknolojisiyle beraber, çeşitli medya kanallarından telkin altında tutuluyoruz.

Titreşen ışıklara karşı oldukça hassas ve o derecede savunmasız durumda bulunan insan zihni rahatlıkla Alfa durumuna geçebilmekte ve işitsel uyaranlara karşı açık olabilmektedir.

Bilgileri sorgulayıp analiz eden bilinç bu farkındalığa sahip olsa bile aşırı kendine güven ters tepebilir. Bu durumda paradoksal tepki kuralı gereği olarak, uyumaya kendini zorlayan bir insanın uyuyamaması gibi daha kolay etkiye açık hale gelebilir. Her şey her şeyle daima etkileşime girer. Frekanslar dünyasında da bu böyledir. Rezonans yasası bunu bizlere gösterir. Zihnin bu belirli fizik kurallarından etkilenmeden sürecini devam ettirmesi ise neredeyse imkansızdır.

Mesela televizyon... Televizyon görüntüsü durağan olarak algılanmasına rağmen öyle değildir. Titreşir. Bu titreşim televizyon seyreden insanlarda değişik bir zihin hali meydana getirir. Birçok insan kendisini boş gözlerle televizyon izlerken yakalar. Bu dalgınlık etkisi nedeniyle hangi tür yayın izleniyorsa eğer doğrudan bilinçaltı tarafından kabul edilir. Dirençle karşılaşmaz, sorgulanmaz. Işık, ses vs uyaranlarla farklılaştırılmış beyin frekans formuna sokulan zihin üzerinde telkin doğrudan etkilidir. Bu doğrudan etki gömülü veya açık olarak zihinde barındırılır. Uygun tetikleyicilerle ise devreye girer.

Şimdi düşünün, insanlık bugün yapay ışıkla bilinçaltında telkinler yaratılabileceğini öğrenmiş durumda.. Ya peki tüm hayatınızı düşünün. Doğduğunuz andan ölümünüze kadar gördüğünüz ve algıladığınız ne varsa, ışık dalgaları sayesinde olmamakta mıdır ?

Üstelik birçok paylaşımımızda da anlattığımız üzere, tüm görüntüler beynimizde ışıkla gelen elktrik dalgalarıyla oluşmaktadır.. O halde tüm hayatınız boyunca beyninizin özel bir frekansında bir telkin altında olabilirsiniz pekala, size izlettirilen görüntüler, dinlettirilen sesler, tattırılan tatlarla ışığı da yaratan Yaratıcı’nın Allah’ın bilincinizde gösterdiğini görürsünüz, ruhunuzda O’nu sezersiniz.. Yapay ışık bilincinizi etkiliyorsa, doğal olan ışığın tesiri henüz keşfedemediğiniz boyutta neden olmasın ?

Alıntı

.