Bir History Channel belgeselinden alınan bu videoda Harvard Tıp Fakültesinden Dr. Herbert Benson'ın Tibetli Budist rahipler üzerinde, meditasyonun vücut metabolizması üzerine etkilerini araştırma sonuçlarını gösteriyor !...
Dr Benson'un araştırma sonuçlarına göre : Zihin bedenin işleyişini etkileyebilir ve değiştirebilir..
Beynin plastisite, yani esneklik tezine meditasyoncuların beyninden ciddi bir destek geldi.. Amerikalı beyin bilimci Davidson, Tibetli rahiplerin beyinleri üzerinde yaptığı araştırmalarda, meditasyon ile beynin değiştirilebileceği bulgusuna ulaştı. Diyor ki: "Gördük ki eğitilmiş zihin, ya da beyin, eğitilmemiş olandan fiziksel olarak farklıdır. Zamanla böyle zihinsel eğitimin potansiyelini anlayabilecek ve bunun ciddiye alınabileceği olasılığını arttıracağız". Yazının başlığı biraz alışılmadık biliyorum. Yazının sonunda küçük bir sürprizim olacak. Hani küçük bir mizah denemesi. Beyin araştırmaları Budistlerin yüzyıllardır uyguladıkları meditasyon pratiğine ilişkin somut delil elde etmeye başlıyor: Zihinsel disiplin ve meditasyon uygulaması beynin işleyişini değiştirebilir ve insanların çeşitli farkındalık (awareness) düzeylerine erişmesini sağlar. Bu değişik haller geleneksel olarak fiziksel ölçülebilmenin ve nesnel değerlendirmenin dışında bir dünyada soyut kavramlarla anlaşıla gelmiştir. Fakat son birkaç yıldan beri Wisconsin Üniversitesi araştırıcıları Tibetli rahiplerle birlikte çalışarak bu zihinsel deneyimi yüksek frekanslı gamma dalgaları, beyin senkronizasyonu ve koordinasyon gibi bilimsel dile çevirmeyi başarabilmişlerdir. Beyin faaliyetinin meditasyonla en kuvvetli bağlantı gösterdiği bölge olarak, alnın sol tarafının hemen arkasında bulunan prefrontal korteksi işaret etmişlerdir.
BEYİN DEĞİŞTİRİLEBİLİR
Üniversitenin 10 milyon dolarlık yeni W. M Keck Laboratory of Functional Brain Imaging and Behavior'dan bir sinirbilimci Richard Davidson , "uzun süreli uygulayıcılarda bulduğumuz beyin aktivasyonu daha önce hiç görmediğimiz ölçüdeydi; onların zihinsel uygulaması beyin üzerinde tenis ve golf pratiğinin performansı arttırıcı etkisine benziyordu" demiştir. "Bu gösteriyor ki", diye devam ediyor; "beyin eğitilebilir ve çok az kişinin tasavvur edebileceği yollarla fiziksel değişime uğratılabilir. "Önceleri bilim adamları bunun tersine inanırlardı, yani sinir hücreleri arasındaki bağlantı hayatın başında saptanır ve erişkinde değişmezdi. Bu varsayım son on yıllarda değişmiş, beyin görüntüleme ve diğer tekniklerin ilerlemesiyle bilim adamları onun yerine "sürekli beyin gelişimi ve nöroplastisite" kavramını kabul etmişlerdir. Davidson'un dediğine göre onun Kasımda Proceedings of the National Academy of Sciences'de yayınlanan en yeni meditasyon araştırma sonuçları, meditasyonla ve diğer yollarla yapılan zihinsel eğitimin beynin iç işleyiş ve devrelerini (circuitry) değiştirerek, nöroplastisite kavramını bir adım daha ileri götürmüştür.
BUDİSTLER LABORATUVARDA
Yeni bulgular, Davidson ile dünyanın en ünlü Budist uygulayıcısı Tibet'in Dalai Lama 'sının uzun ve inanılmaz ortak çalışmasının eseridir. Önce, Davidson'un coşkuların sinirbilimi üzerinde yenilikçi çalışmalar yaptığını öğrenen Dalai Lama, onu 1992'de Hindistan, Dharamsala'daki evine davet etmiştir. Tibetlilerin yüzyıllara dayanan yoğun meditasyon geleneği vardır, en başta, Dalai Lama kendi rahiplerinin meditasyon yapan zihinlerinin Davidson tarafından bilimsel olarak araştırılmasını istiyordu. Üç yıl önce Dalai Lama, Davidson'un laboratuvarında iki gün geçirmişti. Sonunda Dalai Lama en başarılı sekiz rahibini elektroansefalografi (EEG) ve beyin taraması (scanning) için Davidson'un laboratuvarına gönderdi. Deneydeki Budist uygulayıcılar Tibet Nyigmapa ve Kagyupa meditasyon geleneğine göre 10,000 ila 50,0000 saat ve 15 ila 40 yıllık bir zaman diliminde eğitilmişlerdi. Kontrol olarak daha önce hiç meditasyon deneyimi olmayan 10 gönüllü öğrenci bir haftalık eğitimin ardından teste tabi tutulmuştu. Rahipler ve öğrencilere 256 elektriksel sensor bağlanmış ve kısa sürelerle meditasyon yapmaları istenmişti.
KOŞULSUZ ŞEFKAT
Düşünme veya zihinsel faaliyet nöron gruplarının haberleşmelerini gösteren hafif fakat fark edilebilen elektriksel aktivite patlamaları yaratır ve sensorlar da bunları yakalar. Davidson özellikle yüksek frekanslı ve en önemli elektriksel beyin impulsları olan gamma dalgalarının ölçülmesiyle ilgileniyordu. Her iki gruptan, "koşulsuz şefkat" üzerinde meditasyon yapmaları istendi. Budist öğreti, Dalai Lama öğretisinin merkezi sayılan bu durumu, canlılara yardıma kayıtsız şartsız hazır olma diye tanımlar. Araştırıcılar bu öğretiyi esas aldılar, çünkü özel nesneler üzerinde yoğunlaşmaya ve imajlara gereksinim bırakmıyor; tersine, dönüşmüş (transformed) bir varoluş durumu yaratıyordu. Davidson, meditasyonun rahiplerin eğitimli beyinlerinde gönüllülerinkine göre önemli farklılık gösteren sonuçlar doğurduğunu bildirmişti. En önemlisi elektrodlar rahiplerin beyninde öğrencilerinkine göre hızlı ve şiddetli gamma dalgası aktivitesi kaydetmiş ve rahiplerde dalgaların beyinde hareketi çok daha iyi organize ve koordine bulunmuştu.
BEYİNLERDEKİ BÜYÜK FARK
Davidson'un dediğine göre, acemiler meditasyon esnasında sadece hafif bir gamma dalgası faaliyeti gösterirken, rahiplerden bazıları daha önce hiçbir sağlıklı kişide görülmemiş derecede kuvvetli gamma dalgaları oluşturdu. Meditasyonla en uzun yıllar geçiren rahiplerde en yüksek gamma dalgaları düzeyi görülmüştü. Bu doz cevabı, yani örneğin bir ilacın yüksek düzeylerinin aşağı düzeydekinden daha etkili olması, araştırıcılar tarafından sebep sonuç ilişkisini belirlemek için kullanılır. Daha önceki çalışmalarda dikkati toplama, bellek, öğrenme ve bilinç gibi zihinsel aktivitelerin rahiplerde görülen sinirsel koordinasyonda artma gibi bir durumla benzerliği gösterilmiştir. Rahiplerde şiddetli gamma dalgaları ayrıca beynin farklı devrelerinde bağlantı kurarak daha yüksek zihinsel aktivite ve daha üst düzey bir farkındalık da yaratır.
MUTLULUK BÖLGESİ
Davidson'un araştırması onun sol prefrontal korteksin mutluluk, pozitif düşünceler ve coşkularla ilgili beyin bölgesi olduğunu gösteren önceki çalışmalarıyla örtüşmektedir. Davidson, rahiplerde fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRI) kullanarak -EEG ile ölçüldüğü gibi- beyin aktivitesinin özellikle bu bölgede yüksek olduğunu bulmuştur. Davidson, araştırmasından meditasyonun beyin işleyişini sadece kısa süreli değil büyük olasılıkla kalıcı olarak değiştirebileceği sonucuna varmıştır. Bu bulgu, rahiplerdeki önemli derecede yüksek gamma dalgası aktivitesinin hatta meditasyona başlamadan bile kontrol gruptan fazla olduğu gerçeğine dayanmaktadır. Massachusetts Üniversitesinden bir araştırıcı; Jon Kabot Zinn , birkaç yıl önce benzer sonuçlara ulaşmıştı. Harvard ve Princeton Üniversitelerinde araştırıcılar aynı rahiplerin imgeleri göz önüne getirmek düşüncelerini kontrol edebilme gibi başka başka meditasyon çeşitlerini deniyorlar. Davidson da ileride araştırmalara devam etmeyi planlamaktadır "Gördük ki eğitilmiş zihin, ya da beyin, eğitilmemiş olandan fiziksel olarak farklıdır" demiştir Davidson, "Zamanla böyle zihinsel eğitimin potansiyel anlayabilecek ve bunun ciddiye alınabileceği olasılığını arttıracağız". Ben demeye getiriyorum ki, ileride insan beyninde oluşabilecek dejeneraktif değişiklikler, örneğin bunamayı bu metodlarla önleyebiliriz.
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi, Washington Post, Marc Kaufman