23 Mayıs 2013 Perşembe

Mr. Nobody / Bay Hiçkimse


Mr. Nobody, Jaco van Dormael'in 2009 tarihli filmi. Güvercinlerin batıl inançlarından, meleklerin unutturma dokunuşuna, ergenlikten aşka, zamandan hafızaya, yaşlılıktan sicim kuramına dek geniş bir diyarda at koşturan bilim kurgu film. Yönetmen ilginç bir hikaye anlatıyor, heyhat sık sık tekrarlara ve uzatmalara düşüyor, birçok bilim kurgu esere gönderme yapıyor.

Jaco van Dormael’in bu üçüncü uzun metrajlı filmi, kendi sözleriyle 'herkesin karşılaşabileceği sonsuz olasılıklar hakkında gerçekten de yüksek bütçeli deneysel bir film'.

Indiewire, Belçikalı yönetmenin bugüne kadarki en yüksek maliyetli bu filmini 'hem bilimkurgu, hem romans hem de Lynchvari bir zihin oyunu' diye nitelendiriyor. Başlıkta bahsi geçen Bay Hiçkimse, 2092 yılında dünyada kalmış son ölümlü olan 117 yaşındaki Némo adlı bir adam. Ölüm döşeğindeki Némo genç bir çocukken bir peronda durduğunu hatırlar. Tren kalkmak üzeredir. Annesiyle birlikte mi gitmeli, yoksa babasıyla mı kalmalıdır? Bu karar, sonsuz sayıda olasılığı doğuracaktır... Ve pek çok gezegen, iki ölüm ve sevilecek kadınlar...

Zamanda yolculuk üzerine kurulu filmleri hepimiz biliriz, buna en iyi örnek Geleceğe Dönüş serisidir. Bunları seyrederken, senaryo ne kadar iyi olursa olsun, filmden sonra hep bir eksiklik hissederiz; hissederiz ama onun ne olduğunu bir türlü bulamayız. Bunun en büyük nedeni bu tür filmlerin öznel yani (zamanda yolculuğu yapan) kahramanın gözünden anlatılıyor olmasıdır. Adam koskoca bir evreni ve zamanı bırakarak geçmişe gider; bu da demektir ki kahraman evrenin bütün zamanını geri alarak, yani bütün doğum ve ölümleri, süpernovaları, evrensel hareketleri vs. ufak bir 'Big Crunch/ Büyük Sıkışma'ya (Big Bang/ Büyük Patlama'nın tam tersi, evrenin daralarak başladığı noktaya dönmesi demektir. Bir çeşit Kıyamet olayı diyebiliriz.) sebep olmaktadır. Ama bu tür filmlerde bu geri dönüş hiç gösterilmez, çünkü imkansız olduğu için seyirciye mantıklı gelmez bu, bir kişiyi geçmişe yollamak daha kolaydır, sadece onun zamanını değiştirmek daha mantıklıdır. Oysa değildir işte, çünkü kahraman geçmişe gittikten sonra aslında geride bıraktığı evren ve zaman işlemeye devam eder. İşlemeyen kahramanın kendi zamanıdır!


Mr. Nobody / Bay Hiçkimse tam da bu konu üzerine kurulu bir filmdir. Ancak sadece bununla sınırlı kalmaz, bunu yaparken bize bir evreni bütün zaman ve varlık boyutlarıyla göstermeye çalışır ve bu nedenle de fiziğin evrenin işleyişini açıklamak için kurduğu/ oluşturduğu bütün teorileri de bize sunar. Film Nemo Nobody isimli kahramanın tanıklığıyla, Güvercinin Batıl İnancı, Sicim Teorisi ve Herşeyin Teorisi, Kelebek Etkisi başta olmak üzere seçimlerimizde, yaşantımızda etkili olan bir çok Quantum Fiziği teorisini açıklamaktadır. 2092 yılında 118 yaşına girmek üzere olan Mr. Nobody hakkında hiçbir kayıt bulunmayan yeryüzünde kalmış son ölümlü insandır ve ölmek üzeredir. İnsanlar oy kullanarak onun ölmesine izin verilmeli midir yoksa yapay yollarla yaşatılmalı mıdır tartışmasını yapmaktadılar. Mr. Nobody ise bir psikologun karşısında yoksa bir gazetecinin mi demeliydim, ona hatırladığı kadarıyla hayatını anlatmaktadır ama hatırladığı herşey birbirine girmiş durumda ve daha küçük bir çocukken tren istasyonunda yapmak zorunda kaldığı 'annesiyle mi gitmeli yoksa babasıyla mı kalmalı' seçimi üzerine kuruludur. Ancak Mr. Nobody'nin de dediği gibi, "Eğer hiçbirini seçmezsek, bütün olasılıklar varlığını sürdürür" ve herbiri yeni bir gerçeklik, zaman ve boyut yaratır. Sicim teorisinde muhtemel bütün olasılıkları barındıran bu boyuta Anerk adı verilmektedir.

Kısaca Mr. Nobody, Nemo Nobody'nin bu Anerk'ini anlatmaktadır. Ne var ki seçimlerimizi yaparken kendi irademiz kadar (hatta bundan daha da çok) 'kelebek etkisi' kanunu geçerli olmaktadır ve her seferinde elimizde olmadan yeni olasılıklar ve yeni boyutlar yaratmaktayızdır, fakat biz sadece kendi seçimimizi yaşarız. Diğerlerinden haberimiz bile olmaz! Mr. Nobody ise henüz cennette doğmak üzere sıra beklerken, unutuş melekleri onun üst dudağına dokunarak herşeyi unutmasını sağlamayı unuttukları için (bu dokunuşun bir izi olarak üst dudağımızda çukurluk vardır), herşeyi bilerek doğar. Çünkü doğmadan önce geleceğimize dair herşeyi biliriz (bunu bilmek insana acı vereceği için melekler bu bildiklerimizi bize unuttururlar işte). Bu nedenle de insanlar geçmişi hatırlarken, Mr. Nobody geleceği hatırlar. 117 yaşına geldiğinde artık hatırlayacağı bir şey kalmadığı için, kendisi de kendi hakkında hiçbir şey hatırlamaz. Hatırladıkları sadece bütün seçimlerdir ve kendisi dahil seyirci olarak biz de onun gerçekten hangisini yaşadığını bilemeyiz/ anlayamayız filmin sonuna kadar.

Filmdeki bazı bölümlerde Fizikçi Nemo Nobody tarafından bir çok teori bir ders ya da belgesel tadında açıklanmakta ve seyircinin de bunlar hakkında bir fikri olması sağlanmaktadır. Zira film dediğim gibi bütün bu teoriler üzerine kuruludur. Film boyunca izlediğimiz Mr. Nobody'nin seçimleri yani farklı hayatlar/zamanlar ve boyutlar arasındaki geçişler, sanırım şimdiye kadar yapılmış ‘en iyi geçişler’ nitelemesini de hak ediyordur. Kelebek Etkisi’nden Donnie Darko’ya, The Jacket’ten Sil Baştan’a ve hatta Benjamin Button’un Tuhaf Hikayesi’ne kadar zaman, paralel evrenler ve gerçeklikler, başka boyutlar üzerine kurulu birçok filmi anımsatan Mr. Nobody, sonunda onların hiçbirinin yapmaya cesaret edemediğini yapıp zamanda yolculuğun ‘evrende’ nasıl gerçekleşeceğini bize gösteren bir film.

Sonunda, Mr. Nobody’nin baştaki "Eğer hiçbirini seçmezsek, bütün olasılıklar varlığını sürdürür" cümlesine takılan aklımızla; acaba hiçbirini seçmediği için mi bütün olasılıkları yaşamış gibi hatırlıyor diye de sormadan edemiyoruz!

FİLMİ İZLEMEK İÇİNMr Nobody - Bay Hiçkimse

*Dikkat, Film Hakkında Detaylı Bilgi İçeriği :

Geçmişi ve geleceği unutturma meleklerinin atladığı Nemo geleceği görme yeteneğine sahiptir ve ilk defa geleceği gördüğü zaman altına kaçırır. Annesi ile babası ayrılınca Nemo'nun birisini seçmesi gerekir ve tren garında annesinin bindiği trenin peşinden koşarken babasının yanında mı annesinin yanında mı kalcağına karar veremezken yine altını ıslatır ve aynı anda tüm seçimlerinin sonuçlarını görmeye başlar. Nemo bütün sonuçları görür lakin yukarı tükürsen bıyık aşağı tükürsen sakal durumuyla karşı karşıyadır Annesiyle de gitse babasıyla da kalsa mutsuz olacaktır. Satrançta buna "Zugzwang" denir. O anda en doğru hamle hiç kıpırdamamaktır, Nemo da ikisinide tercih etmez araba yolundan koşar bir yaprağa alır ve üfler yaptığı bu küçük şey bir kelebek etkisine neden olur ve ilerde Annayla karşılaşır. Sonunda bu yoldan gitmeye karar verir (Bunu yaşlı halinin Anna deyip gülmesinden anlıyoruz) Nemo seçimini yapar ve büyük patlama dolayısıyla entropi biter ve büyük sıkışma başlar. sonuç olarak Nemo tren garına döner ve mutlu olacağı seçimi yapar. Bu ihtimallerden hepsi çöker ve sadece birisi yoluna devam eder.

Ama diğer tüm ihtimaller hala üst üstedir:

Onlar farklı boyutlarda ilerlemeye devam eden zaman çizgileridir. Sen bu yazıyı burada okurken, bir başka sen bilgisayarının başına hiç geçmedi, bir başka sen dışarda arkadaşlarıyla, ve milyonlarca sen hiç doğmadı, hiç var olmadı. Yumurtaya doğru ilerleyen milyonlarca başarısız spermden birisiydi diğer sen. Ya da, annelerinden birisi buzul devrinde kurtulmayı başaramadı ve sen hiç doğmadın. Ya da baban çok küçükken bir trafik kazasında öldüğü için hiç doğmadın ya da annenle baban hiç karşılaşmadı. Bu nedenle aslında sen yoksun, milyonlarca sen hiç doğamadınız.

Tüm bu ihtimaller içindeki sen, belli bir yaşa kadar devam edeceksin yoluna. Bir başka sen, daha fazlasını yaşayacak, ama bu hikaye senin hikayen. İşte bu hikaye Nobody’nin hikayesi. Tüm kararlarının sonuçlarını görebildiği için, asla adım atmayacak birinin hikayesi. Eğer gerçekten geleceği görseydik o yol ayrımında asla adım atamazdık. Bu film, bunun hikayesi. Biz de Nemo'nun Annesini mi babasını mı seçeceğine karar verirken yaşadığı bütün hayatların sonucunu görmesinin hikayesini film olarak izlemiş oluyoruz. Ek olarak filmin müziklerine ve renkleri ayrıca methe değer. Film kelebek etkisi kuramı, sicim kuramı, entropi konularıyla harmanlanmış güzel bir yapım.

İyi seyirler dilerim...

.