12 Kasım 2012 Pazartesi

Mitolojide, Tarihte ve Günümüzde "7"

"Tanrı yaptığı işleri  yedinci  günde bitirdi ve yedinci gün yaptığı  bütün işlerden istirahat etti.
Ve Tanrı  yedinci günü mübarek kıldı ve onu kutsadı;
çünkü o günde, yapmak üzere yarattığı tüm işlerden istirahat etti."
Tekvin

1. Bölüm

Heptad Grekçe'de yedi anlamına gelen Septos kelimesinden türemiştir. Heptad'a septenary de denilmektedir. Grekçe'de saygı gösterme anlamına gelen "sebo" sözcüğü ile bağları olduğu inanılır. Ayrıca, İbranice'de şabo, gerek yedi anlamına, gerekse de bolluk ve tatmin olma anlamına gelir (5). Phythagoras ekolüne göre yedi kutsal, annesiz ve bakiredir. Bakireliği, yedinin bölünmez bir sayı oluşu, annesiz oluşu ve bir dişi çift sayısından, veya erkek tek rakamından türemiş olmasına dayanıyor. O halde, doğrudan doğruya babası olan Monad'dan kaynaklanmaktadır. Yedi sayının kutsallığı hemen hemen her dinde yer alır. Kutsal metinlerde, ezoterik yazılarda ve efsanelerde yedi sayısı muhtelif şekillerde sürekli işlenmektedir. Bunların dökümünü vermek konumuzu aşar.

İnsan bedeni yediye ayrılmıştır. Bunlar iki kol, iki bacak, baş ve gövdenin iki parçasıdır. İnsan başında ayrıca iki kulak, iki göz, iki burun deliği ve bir ağızı vardır ve toplamları yedidir. Hindulara göre insanın beş duyusu haricinde, biri altıncı duyusu (psişik duyu) diğeri de zihinsel idrakı olmak üzere yedi unsuru vardır.

İnsan her yedi yılda bir hücrelerini yenilediği söylenir ve her yedi yılda bir devre geçirir. Bunlar 7, 14, 21, 28, 35, 42, 49, 56, 63, 70 yaşlarında olduğu kabul edilir. Bu yedi senelik devreler sadece şahısların bedensel yenileme, değişme ve olgunlaşma dönüm noktaları değil, aynı zamanda insan yaşantısında köklü değişiklikler yaratan önemli "geçiş" dönemleridir. Eski çağlarda bu dönemler Kabalistik bir sıraya göre (feleklere göre) dizilerek: doğumdan 7 yaşına dek dönme dört elemanın hakim olduğu arza addedilyor, burada bedenin gelişmesi ve kişinin fiziksel ortama uyum sağlaması söz konusudur; 7 ile 14 yaşına dek olan dönem annenin verdiği şefkat ile aya addediliyor; 14 ile 21 yaş arasında ise merkür'ün verdiği öğrenme ve zihinsel gelişme ön plandadır; 21 ile 28 yaş arası ise venüs altında aşk ve cinselliğin keşfi önem kazanıyor; 28 ile 35 yaş arası ile güneş altında kişiliğin gelişmesi ve sosyal çevreye özen göstermesi ağırlıktadır; 35 ile 42 yaş arası Mars ile kişinin kendisini ortaya koyması için mücadele vermesi hakim durumundadır; 42 ve 49 yaş arası ile jupiter'in etkisi ile kişinin yumuşaması, erdeme erişmesi ve çevresine hakim duruma gelmesi söz konusudur ve 49 ve 56 yaş arasında satürn'ün simgelediği olgunluğa ermesi gösterilir.

Altı rakamı nasıl nicelik ve miktar sayısıysa, yedi rakamı da nitelik ve kalite sayısıdır. Bu iki unsur evrenin tüm yapısını içerir. İnsan beyninde sol küre nicelik değerlendirmelere dayanır, ve analiz ve hesap yapmakta kullanılır. Sağ kürenin dayandığı sentez kurma yeteneği yavaş yavaş gelişmektedir. Zamanımızda insanlar genellikle sol küre hakimiyetine sahiptir. Mevcut bilimsel ve kültürel ideoloji sol küre düşünce tarzına yöneliktir, oysa insanların doğal gidişatı bir dengeye doğrudur ve insanın rasyonel melekelerin yanından bir de sezgisel yetenekleri olduğu, bu yetenekler de çoğu zaman garip bir şekilde daha akılcı ve isabetli sonuçlara vardığı izlenilmektedir. Okült gelişmede her iki kürenin faal çalışması ön görülür ve en önemlisi beynin orta kısmının uyarılması söz konusu. Burada iki önemli bez bulunmaktadır, biri beyin epifizi (pineal gland) ve diğeri sümüksü bezi (pituitary gland). Ufak bir kozalağa benzeyen beyin epifizi tarih boyunca insan ruhunun bedeni ile temas ettiği merkez olarak bilinirdi. Bu iki kürenin dengeli ve sağlıklı işlemeleri alında iki petal ve ışından meydana gelen seyyal bir merkezin uyanmasına yol açarmış. Alının tam ortasında bulunan bu merkezin bölgesinde göz hücrelerin bulunduğu atıl bir bez de vardır. Bu bezin milyonlarca yıl önceki bir evrimden kalma olduğu ve o zamanlarda bir çok dinazorda görülen üçüncü bir gözün kalıntısı olduğu bilinmektedir. Halen Galapagos adalarında bazı primitif sürüngen tiplerin başları üzerinde bu üçüncü gözü görmek mümkündür. İşte alındaki bu merkeze üçüncü göz veya zihnin gözü denilir. Asıl Sanskritçe adı "Ajna Çakra"dır.

İnsanların en önemli duyuları hiç şüphesiz görme ve işitmedir. Kuran-ı Kerim'de belirtildiği gibi, "Size kulaklar, gözler, kalpler verilmiştir. Öyleyken, Pek azşükrediyorsunuz." (32/9). İnsanın geçmiş bir hatırayı zihninde tekrar yaşaması, duyular aracılığıyla gelen impulsleri kayıt alan nöronlardan faydalanarak insan beyninde adeta bir görsel - işitsel gösterisi sahnelemektedir. Ayrıca, insan hayal gücüne dayanarak yapay bir görüntü de yaratabilir, düşünce ise bir nevi yapay sestir. O halde linear, çizgisel düşüncelere daha yatkın olan beynin sol küresi sese ve duyguya ve piktogramlarla, resimle düşünmeye yönelik beynin sağ küresi görüntüye daha meyillidir. Renk ve ses olarak algıladığımız titreşimler tayfının ancak ince birer diliminden ibarettir. Bizim göz ve kulaklara varan titreşimler ise yansıma ve perspektif olaylarından etkilenerek realitenin ancak cüzi bir düzeyinin bize intikalidir. Onlarda duyu organlarımızdan beynimize nakledilirken, impulslerin çoğu beyin süzgecinden geçerken elemine edilir, ancak cüzi bir orandaki impulslar idrak edilir. İdrak edilenlerin ancak bir kısmı, şuurlu bir şekilde dikkate alınır.

Ses tonlarını yedi ayrı notaya bağlama ilk defe Phythagoras tarafından yapıldığına inanılır. Ancak, genelde bu gibi iddialarda Greklerin keşfetmelerinden ziyade, kadim öğretilerinin geçiş köprüleri oluşturdukları görülür. Tarihi söylentilere göre Phythagoras sesteki matematik orantıları saptamak için çeşitli denemeler yapmıştı. İlk olarak bir birine orantılı olarak daha ağır yedi metal cisme birer birer vurmuş ve çıkan seslerin müzik notaları teşkil ettiğini görmüş. İkinci denemesinde de bu ağırlıkları yedi tane gerilmiş telin uçlarına bağlamış, tellere vurduğu zaman yine müzik notalarının çıktığını görmüş. Üçüncü deneyde aynı derecede gerilmiş fakat birbirlerine orantılı olarak daha uzun yedi tele vurmuş ve tekrar müzik notaları elde etmeyi başarmıştır. Grekler ayrıca A, E, İ, O, U gibi sesli harfleri yediye bölerek onları müzik notalarla bağdaştırıyorlardı. Phythagoras, müzik notalarının her biri yedi "kutsal" gezegenden birine tekabülü ettiğini ve gezegenlerin yörüngelerinde hareket etmelerinden çıkan seslerin de inisiyelerin duyabileceği bir "kürelerin müziği" meydana getirdiğini öğretirdi. Yedi "kutsal" gezegen konusu daha sonraki bölümlerde açıklanacaktır.

 Bilim tarihçileri genelde 1666 senesini "annus mirabilis", klasik bilimin harika yılı olarak tanıtırlar. Bu yılda büyük dahi, matematikçi, fizikçi Isaac Newton evren mekanizması ve matematikte o kadar buluşlarla çağını aydınlatmıştı ki uzun bir süre bilim adamları kendilerine keşfedecek bir şey bırakmadığı diye şikayet etmişlerdi. Bu yıl ayrıca Newton bir güneş ışığını bir prizmadan geçirerek bütün renklerin beyaz ışıkta var olduğunu göstermişti. Einstein, Newton için şöyle konuştu, "Tabiat onun için açık bir kitaptı". Pek çok kişi Newton'u mekanistik görüşün mucidi olarak görür. Evrende Tanrı, ruh ve şuurun müdahalesi olmadan her şeyin fiziksel sebep ve sonuçlarının ürünü olduğu görüşü, bilim tarihinde çoğu kez Newton'dan kaynaklandığı kayıt edilmektedir. Oysa, Newton'un simya, astroloji ve diğer ezoterik ilimlere meyilli, hatta bu konularda ve ilahiyat üzerinde binlerce sayfalık notlar yazdığı bilinmektedir. Bu notlar John Maynard Keynes'in eline geçmiştir. O da Newton için şöyle yazmıştır, "On sekizinci asır ve sonrası Newton'un modern çağın ilk ve en büyük ilim adamı, bize soğuk kanlı mantıkla düşünmeyi öğreten rasyonelist olarak tanıtılmıştır. Ben onu öyle görmüyorum ve zannetmiyorum ki onun 1696 yılında Cambridge'de bıraktığı sandığın içindeki bize kısmen intikal eden notlarını okuyan herhangi biri bu fikre katılabilir. Newton bilim ve mantık çağın ilk adamı değil, majisyenlerin sonuncusuydu. Newton 10.000 sene evvel bizim entellektüel mirasımızı veren Bâbil ve Sümer büyük dehalarının sunucusuydu."

Newton'un en önemli buluşları binom teoremi, kalkülüs, yerçekimi ve renklerin özelliği idi. Renkler konusundaki buluşu 1666 yılında yaptığı bir deneye dayanıyor. Bu deneyde Newton güneş ışığını bir prizmadan geçirerek renk tayfını elde etti. Daha sonra ikinci bir deneyde bir prizmadan elde edilen renk ışınlarını tekrar bir prizmaya vererek beyaz ışık elde etmişti. Newton renkleri yedi olarak tasnif etmişti. Bazı ilim adamları onun yedili diyatonik müzik skalasına renkleri kıyaslamasını tenkit etmişlerdi ve indigo'nun (eflatunun) gerçek bir renk olmadığını iddia etmişlerdi, ancak Newton'un tasnifi ezoterik görüşlere dayanmaktadır.

Beyaz bütün renkleri içerir, siyah ise renksizliktir, ışığın olmayışını gösterir. Ana renkler, kırmızı, mavi ve sarıdır. Bunlardan kırmızı pozitiftir, mavi negatiftir ve sarı nötr'dür. Turuncu kırmızı ve sarının karışımıdır, yeşil mavi ve sarının karışımıdır ve mor mavi ve kırmızının karışımıdır. Eflatun ise koyu lacivert ve mora yakın esrarengiz bir renktir. Renk tayfını binlerce ayrı tonda renklere bölmek mümkündür. Ayrıca renk tayfında bulunmayan kahverengi bütün renklerin kaynaşmadan karıştırılması ile elde etmek de mümkündür.

Gerek renklerin gerek seslerin de güçlü psikolojik tesirleri vardır. İnsan müzikle başkasında her türlü duygu yaratabileceği gibi renklerle çeşitli duyguları da yaratabilir. İnsanı müzikle ağlatmak, uyutmak, güldürmek, saldırtmak mümkündür. Şifada, ses ve renkler çağlar boyunca kullanılmıştır. Bu ilimin anahtarı ezoterik bilgilerde yatmakla beraber, zamanımızda bu yönde gelişmeler kaydedilmiştir.

Yedi köşeli yılız, heptagram, bir kaç şekilde çizilir. Bunun dışında bir üçgen ve bir kareden oluşan sembol, farklı bir prensibi içermektedir. Eliphas Levi'nin sözleri ile: "Septenary bütün ilahi sistemlerde ve sembollerde kutsal rakamdır, çünkü triad ve tetrad'den oluşmuştur... bu zihnin bütün elemental güçlerle pekişmesidir, Doğa tarafından hizmet edilen ruhtur; Hz. `Süleyman'ın Anahtarında söz edilen SANCTUM REGNUM'dur..". Kadimlere göre üçgen ruh ilahi ve ruhsal bir semboldür, kare ise maddeyi, dört elemanı, bedeni, fiziksel düzen ve kanunu simgeler. O halde, üçgen ve karenin birleşimi, üç ruhsal ve dört maddi unsurdan oluşmuş bir heptad'ı gösterir, bu da evren ve insanın sırrını, ökült yapısını içerir.

Kabala'da Venuş gezegenine tekabül eden heptad, belirli bir kozmik ilkeyi içerir. Ses ve renk tayflarının dışında diğer titreşimler de aynı kurallara tabidir. Bu meydanda kadimlerin kutsal yedi gezegenlerinda, gök cisimleri olarak maddesel kütleleri dışında arkalarındaki soyut ilkeler önemlidir. Yedi sayısının ezoterik astrolojide karşılığı, yedi uçlu yıldız heptagram'ın, evreni oluşturan yedi kozmik plan, bedende mevcut yedi suptil merkez (Çakralar) v.s. anlamları daha ilerki bölümlerde işlenecektir.

Yazan:  Kemal Menemencioğlu
1. Bölüm Kaynak: Hermetics Sayıların Erdemi


2. Bölüm

Yedi, tamamlanmışlığın, bütünlüğün, birliğin, göksel uyumun, devriliğin, tekamülün mükemmel düzenin, Göksel Yönetim’in İşlevselliği’nin sembolü olarak bilinir. Tam bir periyodu veya siklusu ifade eder. Eril olan üç ile dişil olan dördün evliliği olarak da ifade edilebilen yedi sembolünün, dünyanın meydana getirilişini de sembolize ettiği görülmektedir.

Yedi, dünya ve bedenle birlikte hem ruhsal hem de dünyaya ait olanı kapsayan ilk sayı; evrenin sayısı ve makrokozmostur. Güvenlik, korunma, huzur, bolluk, yeniden birleşme, sentez ile ilişkilendirilen yedi aynı zamanda bakireliğin sayısıdır.

Güneşin yedinci ışını insanın bu dünyadan bir sonrakine geçtiği yoldur. Bu yedi aşamayı tamamlayanlar, sonsuzluk kapısını çalarak dünya ile ilgili aşamaları geçip bir sonrakine hak kazanırlar. Yedi gün, oruç ve tövbe periyodudur. Herhangi bir sayının yedinci gücü Philo’ya göre hem karedir hem de küptür, dolayısıyla da büyük öneme sahiptir. Üçlünün ve dörtlünün birliğini kapsar ve dolayısıyla ona sıra dışı bir değer bahşedilmiştir. Uzayın yedi yönüne (yani varoluşla ilgili altı boyut ve bir de merkez), aynı zamanda üçgenin karenin üzerine konulmasıyla (gökyüzünün dünyanın üzerinde oluşu gibi) karenin üçgenle birleşimine tekabül eder. Görünenin ardındaki görünmeyen yedi sayısı ile yeryüzünde tezahür eder. O nedenle de Yönetim Mekanizmalarının sayısıdır ve Ruhsal Yönetim Kadroları insanları ikili dengeler içinde sınadıklarından, iki yönlüdür. Yedi, müzik notalarının temel serisini oluşturan sayıdır ve aynı zamanda renklerin ve gezegenlerin olduğu gibi onlara tekabül eden tanrıların; aynı zamanda cezası ölüm olan günahların ve bu günahların zıddı olan olumlu eylemlerin sayısıdır.İyilik ve kötülük, yin ve yang ikilemi sadece Tanrısal Makamlar’da asıl tekliğine ve birliğe kavuşur, onun dışında insan için her zaman kötülükten korunmak ve iyiye yönelmek asıl yapılması gerekendir.

Ezoterik tradisyonlarda ve Herman Hesse gibi gizemci yazarların romanlarında sık kullanılan ve yedi harften oluşan gizemli Abraxas ismi bu Tanrısal ikilemi, Tanrı’nın iyi ve kötüyü aynı anda barındırdığını ve insanın iyiyi kendi özgür iradesiyle ve isteyerek seçmesi gerektiğini anlatmaya çalışır. O nedenle de özgür irade ile seçilen kötünün yaşanması da kaçınılmaz olmakta ama özgür seçim nedeniyle tüm getirilerine katlanılması da bir karma olarak kişinin karşısına çıkmaktadır.

Yedi Katlı Yol, ruhsal öğretiler dünyasında çok yaygın bir semboldür. Flaman Ezoterizmci Ruysbroek ruhsal yükselişin yedi basamağıyla, İranlı şair Attar onikinci yüzyılın sonlarında ruh kuşlarının 7 vadi boyunca süren yolculuğuyla, Iraklı Sufi Nuri ruhsal kalenin yedi duvarını betimleyerek ya da Avilalı Aziza Teresa yedi içsel kaleyi görselleştirerek bu görüşü ifade ederler. Yolun bütün bu betimlenişlerinin arkasında, eski Yedi Cennetsel Gök boyunca yükseliş fikri yatar.

Yedi kozmik aşama, yedi gök, yedi cehennem, yedi ana gezegen, evrenin devriliği, güneşin ışınları, insanın yaş dönemleri, bilgelik sütunları, gökkuşağının ay bölümleri, haftanın günleri, müzik notaları, dünyanın harikaları vs. gibi sembollerle ilişkilendirilir. Ayrıca yedi rüzgar, yedi deniz, yedi iklim, yedi yaş, yedi çöl, dünyanın yedi harikası ve yedi bilge insan vardır. Hydra’nın yedi başı vardı ve Ajax’ın kalkanı yedi kattı. Yedi dağın arkasındaki yedi cücenin unutulmaması gerekir. Bir Arap atasözü, asla fazla alınmaması gereken yedi şeyden bahseder: “İyi yüreklilikle önerilen ekmek, kuzu eti, soğuk su, yumuşak elbise, güzel koku, rahat yatak ve benzeri güzel gelen her şey”.

Yedi, üçten sonra Orta Doğu’nun kadim uygarlıklarına ait kutsal sayıların en önemlisidir. Sayı, 28 günlük ayın dört haftaya bölünüşünden ya da yedi gezegenden (Güneş, Ay, Mars, Merkür, Jüpiter, Venüs ve Satürn) ortaya çıkıyor denebilir.

Yedi, dört elementi kuşatan ve duyusal güçlere karşılık gelen maddi dörtlemeyle (hava=zeka, ateş=istenç, su=duygular, toprak=ahlak) birlikte yaratıcı ilkelerin üçlülüğünü (aktif zeka, pasif bilinçaltı ve işbirliğinin düzenleyici gücü) içerir. Yedi aynı zamanda yedi güzel sanatın trivium ve quadrivium’a bölünmesinin de temelini oluşturur.

Düalite prensibinin geçerli olduğu oluşumlarda yedi rakamı yerine çifti olan ondört sayısının esas oluşturduğu görülmektedir. Bu yüzden düalitenin dikkate alındığı kimi tradisyonlarda yedi rakamı çift olarak, yani ondört olarak ifade edilir. Örneğin Eski Mısır tradisyonunda Osiris’in bedeninin ondört parçaya ayrıldığı bilgisi vardır. Benzer şekilde Grek tradisyonunda da Zagreus’un bedeninin yedi ya da ondört parçaya ayrıldığı bilgisi bunmaktadır.

Çin ve Sufi tradisyonlarında kalbi gelişimin yedi süptil derecesi bilgisi vardır. Simyada, Eski Mısır’da, Budizm’de, Mitraizm’de yedi basamaklı merdivenden sözedilir.

Bir kaynağa göre, yedi notalı gamın ilk oktavının oluşturduğu müzikte ve kimyasal elementlerin sıralanışında düzenli yineleniş her zaman yediyle bağlantılıdır. Kadim bir düşünceye göre insanın gelişmesi yedi ve dokuz dönemde gerçekleşir. İskenderiyeli Philo, ilk yedili dönemin sonunda insanın süt dişlerinin yerine gerçek dişlerinin çıktığını, ikinci yedili dönemin sonunda ergenliğin başladığını ve üçüncü yedilide gençlerin sakallarının çıktığını söyler. Dördüncü yedili yaşamın yüksek noktasıdır, beşinci evlilik zamanıdır. Altıncı yedili düşünsel olgunluk gerektirir, yedinci yedili ise akıl aracılığıyla ruhu yüceltir, sekizinci hem zeka hem de aklı mükemmelleştirir ve dokuzuncu tutkuları yumuşatır, adalet ve ölçülülük yolunda ilerler. Onuncu yedili ise insanları ölüme hazırlar. İncil’in 90. Mezmur’unda şöyle söylenir: “Yılların günleri yetmiş yıldır”.

Çeşitli Tradisyonlarda

Yedi başlı ejderha ya da yılan Mayalar’da Hindistan’da, Pers’te, Uzak Doğu’da, özellikle de Kamboçya’da, Kelt ve Akdeniz Mitleri’nde ortaya çıkar. Ezoterik tradisyonda Yedi Başlı Ejderha, insan egosunun 7 yönünü, enerjileri yükseltmeyi ve içimizdeki yedi başlı canavarı yenmeyi simgeler. Bazı tradisyonlar bu yedi başlı ejderhanın hep bizimle olduğunu ve eğer dikkatli olmazsak başlarının sürekli yenilenerek, ruhumuzu ele geçirdiğini söylerler ve insanın kendini geliştirmeye yönelik çalışmalarının yaşam boyu süreceğini ileri sürerler. Olumlu ve olumsuzu çift olarak bir arada barındıran yedi sembolünün iyiyi ve kötüyü aynı anda kendinde barındıran Tekliğin yani İlahiliğin sembolü olduğu belirtilir. O nedenle de, Yönetim Kadrolarının İşleyişinin de sembolüdür. İnsana mükemmelliğe gidişi işaret eder ama önce kendi içindeki yedi başlı ejderi yenmesi gerektiğini anlatır. Ancak en üst boyutlarda yani Tanrısallık katında bu ikilik tekliğe kavuşur. İnsan için daha yürünecek çok yol vardır. Yedi ayrıca üç boyutlu haça da tekabül eder ve acının, acı çekmenin arınmadaki çok önemli rolünün sembolüdür.

Simyada Çalışma’ya dahil olan yedi metal vardır. Astrolojide Büyük Ayı’nın yedi yıldızı değişmez, yani tüm yıl boyunca tam olarak görülür. Yedi yıldız, yedi ana gezegen, güneşin yedi ışını vardır.

Kadim olumsuz çağrışımları olan yedi, ikili bir yapıya sahiptir. Olumlu ve olumsuzu aynı anda barındırır. Yedi gezegenin sayısı, tanrıların, kahramanların (Teb’e karşı yedi) ya da kahramanlığı ve yaratıcı bilgeliği sembolize eden bilge adamların mitolojik figürlerinin her yeni kılık değiştirişinde ortaya çıkar. Olumsuzluğu da barındırdığı bilinmesine rağmen yedi genellikle olumlu ve Tanrısal güçlerle iç içe düşünülür. Tanrı’nın 99 isminin olması da aynı anlama gelir. Birlik ve teklik, iyiyi ve kötüyü sinesinde aynı anda barındırır ama insan Kutsal Ruh’a yükselmek için hep iyiden yana olmalı, her türlü kötülüğü kendinden uzak tutmalıdır. Kutsal Ruh’un yedi armağanı yedi ölümcül günahla dengelenmiştir. Tanrı’nın çaldığı lirin yedi, bazen de dokuz teli vardır. Romalı kilise babası Tertullian “yedi katlıdır karanlığı aydınlatan kutsal ruh” demiştir. Yedi karanlıkların aydınlatıcısıdır ama aynı zamanda da karanlığa davet çıkaran, insanı karanlıkla sınayandır. Yedi, *Mandeanlar (*Sabiiler) için de tehlikeli bir sayıydı; bir Mandean kutsal metni yedi baştan çıkarıcının Adem’in bütün çocuklarını baştan çıkardığını söyler ve bu yedi baştan çıkarıcı ile mücadele edilmeden aydınlığa çıkılamayacağını savunurdu. Aslanla ejderin bitmeyen kavgası, iyi ile kötü arasındaki sürekli denge olarak ele alınır. Hayat ağacı da yedi dalla sembolize edilirdi, her dalın da yedi yaprağı vardı.

Enok, Nuh, İbrahim, İshak, Yakub, Musa ve İsa dünyanın; yani bilgelik evinin yedi yıldızı ya da yedi çobanıdır. Vahiy yedi döngüsel dönemde gelir ve yedinci, son peygamberi izleyen ruhsal önder dirilişi başlatacaktır.

İsmaili Mezhebi’nin filozofları, ilahi yaratılış sözcüğü Kun Fayakun’un Ol ve olur’un yedi harfindeki yedi ezeli çeşmeden akan ilkeleri bilirlerdi; ezeli sisten önce yedi cennet sonra da yedi yeryüzü doğdu. Yedi büyük peygamber yedi göksel küreye karşılık gelir, her peygamberin yedi yeryüzüne karşılık gelen döneminde yedi imam ortaya çıkar. Londra’da Güney Kensington’daki yeni İsmaili Merkezi’nde yedigen bir çeşme bulunur. İsmaili Mezhebi’nin görüşlerine yakınlığıyla bilinen Basra’daki saflık kardeşliği insanlara yedi bitkisel ve yedi ruhsal beceri atfeder. Onbirinci yüzyılda yaşamış İsmaili Filozofu Nasir-i Hüsrev, bütün evreni maddi ve ruhsal yedililere bölmüştür.

Budizm’de

Budizm’de, yükselmenin ve en yüksek olana erişmenin, merkeze ulaşmanın sayısıdır. Yeni doğan Buda, bunun son doğuşu olduğunu ifade etmek için 7 uzun adım atar. Arınmayı yedi yıl boyunca arar ve meditasyon için altına oturmadan önce Buda ağacının çevresinde 7 tur atar. Buda’nın adımı zamanı ve mekanı aşan yedi kozmik aşamanın yükselişini sembolize eder. Borobadur’daki yedi hikayeli Prasada kutsal bir dağ ve axis mundi’dir* (*Evrenin merkezi anlamına gelir. şamanistik kökenli türk mitolojisine göre ise, dağlar ve ağaçlar axis mundi olarak kabul edilir). Son noktası Aşkın Kuzey’de biter ve o nokta Buda’nın gerçekliğine ulaşır. Budist cennetin 7 terası vardır ve yedi dinsel iş bu hayatta inanana meyve verecektir.

Çin’de

Çin’de çok kullanılan ejderha motifi, yedi başlı ejderle bütünleştirilerek pek çok yerde hem arınmanın hem yükselişin ve hem de inisiyatik öğretinin, içsel yolculuğun, nefsin ateşini söndürmenin sembolü olarak kullanılır.

Çin, Japonya ve çeşitli Uzakdoğu tradisyonlarında olumsuzluğu simgelemekten çok, enerji akımlarını belirtir. Çeşitli cinslere ayrılan ejderler vardır. Çin ezoterik bilimlerinde ‘Feng Shui’de ley hatlarına ejder yolları’ denir ve Chi enerjisinin yang akımı mavi ejderle simgelenir.

Kutuplaşma gösteren enerjiler gerek Doğu gerekse Batı tradisyonlarında, genellikle ‘Kadüse’yi andırır tarzda, birbirleriyle mücadele eden iki ejder veya yılanla simgelenir. Sembolizmde düalite prensibi ejder ve yedi sayısı ile de ifade edilir. Gök ile Yer arasında biri inen, biri çıkan iki enerji akımından söz edilir. Uçan kanatlı ejder veyerde yürüyen ejderle sembolize edilir.

Çin tradisyonuna göre eski ay takviminde 7. ayın 7. günü büyüyen yarımayın günüdür ve bugün de kutlanan bayram özellikle kadınlar ve genç kızlar için Çin yılının en önemli bayramıdır çünkü her ne kadar kadim Çin’de çift sayı olmayan yedi sayısının, eril prensip olan yang ile özdeşleştirilmesi beklense de kadın organizmasının ritmik gelişimi yedi sayısını temel almıştır, dolayısıyla sayı kadın hayatının yaş dönemlerini belirlemede kullanılırdı: 2*7 yaşında olduğunda yin yolu başlardı ve 7*7 olduğunda bu sona ererdi. Çin’de yedi gezegen sayısı, sadece beş gezegeni içeren ve olasılıkla Hindistan’dan gelmiş olan daha önceki sisteme (Mars, Merkür, Jüpiter, Venüs ve Satürn) nazaran daha az öneme sahipti.

Hristiyanlık’ta

Hıristiyanlıkta Tanrı, yaratılışın altı ışının merkezindeki yedinci ışınla temsil edilir. Yedi ayin, ruhun yedi armağanı, teolojik ve temel erdemlerin yedi tanesi (3+4 olmak üzere) vardır, ölümcül günah, Araf’taki yedi sıra veya dağ, yedi sosyal bilim, gezegenleri kapsayan kristal küreler, büyük peygamberler, Varlığın Melekleri, İsa’nın kovduğu kötülükler, Meryem’in sevinçleri ve ıstırapları, Hıristiyan aleminin uğrunda mücadele verdikleri, erken dönem kilise konseyleri ile ilişkilendirilir. Yeni Ahit’te yetmiş kere yediye kadar bağışlamaktan sözedilir (Matta 18:22). Yedi, Meseller’de Bilgeliğin Yedi Sütunu olarak övülür (9:1) ve Zekeriya Rabb’ın Yedi Gözü’nden bahsettiğinde bu simgeyi Tanrı’nın her yerde bulunuşunu ve her şeyi bilişini vurgulamak için kullanır. Yeni Mükemmellik sayısı olan yedi, Tanrı’nın dinlenme günüdür ve aynı zamanda da zamanın geçişine işaret eder, çünkü İsa’nın sekizinci günde dirilişiyle sonsuzluk başlamıştır.

Yahudilik’te -Kabala’da

Yahudilikte bu tradisyonel sayı *Menorah’ın (*Yedi kollu şamdan) yedi kolunda yankılanır. Kabala’da yedi kollu şamdan Gökyüzünün Yeryüzünü yedi aşamada, yedi ayrı organizasyonda yönettiğini ve Göksel Yönetim’in yedi ayrı aşamasını anlatır. Eski Ahit’teki ünlü bir “yedi sahne” de aynı zamanda ilahi öfkeyle ilişkilendirilir: Yedi rahip yedi koç boynuzuyla Jericho’nun duvarlarını yedi günde çevirmiştir. Yedinci günde onlar kenti yedi kez kuşatmışlar ve Yahudiler bir savaş çığlığı atmış ve ardından Jericho’nun duvarları düşmüştür. Eski Ahit’te Baalam’ın yedi sunağı, kurban edilecek olan öküz ve koç vardır, Jordan Nehri’nde yıkanan *Naaman (*Tekvin’de geçen bir karakter) zamanları, *Samson’un (*Tevrat’ta bahsi geçen bir karakter) sınırlarının sayısı, yedi kez hapşıran Elisha tarafından ölüyken diriltilen çocukla, yedinci dağdaki sandıkla ilişkilendirilir, ayrıca güvercin yedi günden sonra gönderilir. Yedi, Yahudilik’te okült zekanın, görünenin ardındaki görünmeyen zekanın sembolüdür. O nedenle yediye ihtiyatla yaklaşılması ve ondan sakınılması da gerekir. Görünmeyen zeka ciddi ve hafife alınamayacak olan zekadır. Yahudi yılında yedi büyük kutsal gün vardır. Mabedin inşası yedi yıl sürmüştür, bilgeliğin yedi sütunu vardır.

“Yahova’nın sözleri saf sözlerdir, yedi kere saflaştırılmış saf gümüştür,” der onikinci mezmurun yazarı ve bu kelimeler Kabalacılara Kitabı Mukaddesin kelimelerinin daha derin yorumu için ilham kaynağı olur. Bu şekilde sukkot*ta (* sukkot: Yahudilerin çıkış sırasında çöldeki yolculuklarını andıkları bir bayram) oturmak için tavsiye edilen yedi gün, yaratılışın yedi günü ile ilgilidir ve Zohar’a göre Kabala’dakiyedi alt sefirot İbrahim, İshak, Yakub, Musa, Harun, Yusuf ve Davud şeklinde tarihsel tezahürlerle bağlantılıdır.

Aynı şekilde yedi yıl süren Süleyman Mabedi’nin binası Mabed’e tekabül eden “sefirah binah” (Yüksek Akıl) da içine alan yedi alt sefirot ile mecz edilir. Bu alt sefirot’un yedincisi (onuncusu dalih) Şekine’dir, buna Sabbath Queen (Yedinci Gün Kraliçesi) denir ve Zohar’ın açıkladığına göre yedinci asli güne tekabül eder.

Yedinin her içermesi gibi Süleyman’ın Meselleri de Bilgeliğin yedi sütununu över (9:1) ve Zekeriya Rabb’ın yedi gözünden söz ettiğinde bu imgeyi Tanrı’nın her yerde hazır ve nazır olması ve her şeyi bilmesini hatırlatmak için kullanır. (Zekeriya 4:10).

Yedi İlahi Göz kavramı sanki Tanrı’nın onlar vasıtasıyla dünyaya baktığı gözler olan yedi büyük veli ile bağlantılı olarak sonraki dönemde Tasavvufta yeniden ortaya çıkar.

Mısır’da

Mısır’da kader tanrıçaları olarak yedi Hathor vardır ve Hathor Rahibeleri’nin yedi kavanozu vardır, Ra’nın yedi kızı yedi tunikleri üzerine yedi düğüm atmışlardır, Ra’nın yedi şahini yedi bilgedir, boğayla birlikte yedi inek doğurganlığı temsil eder, ötealemin yedi evi vardır ve bu evlerin üç kat yedi kadar girişleri vardır. Bu sayı Osiris için kutsaldır. Mısır’da cennete giden yedi yol ve yedi cennetlik inek vardı ve bu sayının ikiyle çarpılması sonucu elde edilen ondört yer ölümün diyarındadır. Bir geç dönem *demotik metinde (*Mısır hiyerogliflerinin halk yazışmalarında kullanılan türü) Osiris yer altı dünyasının yedi salonunda babasını dolaştırır. Mısır Tradisyonu’nda esiri okyanus Nun’da yüzen Ra’nın kayığında yedi ilah vardır. Osiris’in, ışığın yedi derecesi denilen yedi basamaklı merdiveni vardır.

Hinduizm’de

Hinduizm’de Brahmanlar’ın Yedi Mücevheri ve tufandan önce yedi tanrısı ve onları koruyan yedi bilge adam vardır. Yedi, Hindistan’da yaygın bir kullanıma sahiptir. 3 ile birlikte Vedalar’da en sık kullanılan sayıdır.

Ateş Tanrısı Agni ile ilişkilidir. Ateş arınmanın sembolüdür.(Bknz. Ateş Sembolü) Agni’nin yedi eşi, annesi ve kızkardeşi; yedi alevi, ışığı, dili vardır ve ona yedi katlı şarkılar adanır. Güneş tanrısının yedi atı arabasını gökler boyunca çeker. Rigveda, yedi yıldızdan ve tanrıların içeceği olan cennetle bağlantılı olan soma’dan oluşan yedi dereden sözeder. Fırtına ve yağmur tanrısı İndra yedi katlıdır ve dünya yedi kısımdır, mevsimler yedi tanedir ve cennette yedi orman bulunur.

İslam’da Tasavvuf’ta Sufizm’de

İslamda ilk mükemmel sayıdır. Yedi gök, yedi iklim, yedi dünya ve deniz, yedi renk, yedi peygamber, kalbin yedi aktif gücü, hali ve yedi durağı vardır. Kabe yedi kez tavaf edilir ve bu Tanrı’nın yedi özelliğini temsil eder. İslam yedi sembolünün önemini pek çok yerde vurgulamıştır; örneğin Kuran’a göre Allah cenneti ve dünyayı yedi katlı yaratmıştır. Kuran yedi anlamlıdır ve namazdaki bir rekat yedi bölümden oluşur. İslam’ın ezoterik yorumlarında İlahi isimlerin taayyünlerinin sureti olarak açıklanan, aşkla kendinden geçmiş yedi melek vardır.

Mesnevi’de yedi yıldızın yedi aklından sözedilir. Tasavvuf yolunda yedi makam veya yedi vadi, dünyanın pek çok yerindeki mistik tradisyonlarda yaygındır. Yedi, manevi üç ve maddi dördün ideal bir birleşimidir ve bu nedenle en mükemmel hayat yolunu işaret eder. Yediyle kutsanan kişi, mükemmel hayat yolunu bulmuş demektir.

*Salik’i (*Tasavvuf yoluna giren öğrenci) nihai amacına ulaştırmak için gereken yedi aşama, cehennemin yedi kapısı vardır. O kapıların her birini tek tek açmak gerekir.

Geç dönem Sufilik, ezoteristlerin ruhsal güçlerini üzerinde yoğunlaştırdıkları bedenin yedi hassas noktasından sözeder, bunlar Hint ezoterizmindeki yedi şakrayla paraleldir. Sufiler, incelme yoluyla derin düşünmeye dayanan duaları sırasında şuurun daha yüksek düzeylerine erişebilirler. Bu incelik, Tanrı’nın Adem’den Muhammed’e kadar kendini yedi büyük peygamberde dışa vuran yedi temel niteliğiyle iş görür. Yedi, Sufilerin özellikle önem verdiği bir sayıdır. Göksel küreler “yedi değirmen” ve büyük ayı takımyıldızı “7 taht” olarak bilinir.

Türk tradisyonlarında Uygurlar’ın yedi kutsal kenti vardır. İstanbul yedi tepelidir. Altaylarda tahtı yıldızlarda olan Ülgen’in yedi oğlu vardır. Kuzey Asya’da insanın yedi canının olduğu kabul edilir. Ayrıca yedi başlı ejder sembolü de Türk tradisyonlarında rastlanan bir semboldür. Sibirya ve Yakut Şamanizmi’ne göre dünya dağı yedi katlıdır. Gökler ve yer yedi katlıdır.

Tufan ve tufanda kullanılan gemi de yedi sembolü ile ilişkilendirilir. Örneğin Tevrat’ta gemiye her saf hayvan türünden yedişer tane alınır. Gemi yedinci ayın yedinci günü Ararat Dağı’nın tepesine ulaşır. Nuhun Gemisi yedi bölmelidir. Kalde ve Hint Tradisyonları tufanın yedi gün sürdüğünü belirtir.

Mitraizm Kültünde

Yedi, Mitraizm kültünde de önemli bir role sahip olmuştur. Mitras bir İran güneş tanrısıdır. Mitraizm Gizemleri’nde ruh, yedi gezegenin yeraldığı gök yoluyla ilahi varoluşa yükselmiş düşüncedir. Bu yükseliş, sembolik olarak her usta olacak kişinin geçmesi gereken yedi kapıyla temsil edilir, arınmanın da sembolüdür, her kapıda giysinin bir parçasını bırakmak dünyevi niteliklerden art arda kurtulmayı sembolize eder. Bu sembolizmin kökenleri İştar’ın yer altı dünyasına gittiğinde yedi kapının her birinde bir giysiyi bıraktığı kadim Babil’e kadar uzanır. Yedi kat aşağı inerek, yedi katı yukarı çıkılır. İnsanın kendi iç varlığında yaptığı yedi aşamalı derinleşmenin sembolüdür ve herkes bu inişi ve sonra da çıkışı yaşayarak yükselir.

Mitras Gizemleri’nde ustalar en sonunda çırılçıplak ve bütün maddi sıfatlardan kurtulmuş, ruhsal dünyada yeniden doğmaya hazır olarak sekizinci kapıya, Işık Kapısı’na ulaşırlar. Bu kültle bağlantılı olan kefaret ve arınma ayinleri ayın yedinci, ondördüncü, yirmibirinci ve yirmisekizinci günleri düzenlenirdi. İnsanın yıldızlı göksel kürelere yükselişine ilişkin kadim görüşleri gibi, Mitras kültüne kabulün yedi derecesi de Hıristiyan yedi katlı araf kavrayışı temelinde biçimlenmiştir, ama daha da önemlisi bunlar genel olarak kabul edilmiş olan gizemli yoldaki yedi basamak kavramının habercisidirler. Sibirya Şamanları’nda da benzer bir sembolizm mevcuttur. Şaman ayinlerinin dayandığı kozmik kutupta yedi kesik vardır ve Samoyed Şamanı görevini üstlenmeden önce yedi gün yedi gece bilinçsizce yatar…

Zerdüştlük’te- Pers Tradisyonun’da

Kadim Pers’in dini olan Parsilik’teki yedi ölümsüz aziz, yüksek ruhlar (Amesha Spentas) olarak adlandırılırlar; bunlar iyi niyet, yüksek adalet, özlem duyulan Tanrı’nın Krallığı, alçakgönüllülük, mükemmel sağlık, yenilenmiş ölümsüzlük ve şuurlu itaat’tir. Yedinin önemi kadim Zerdüştçülük’te açıkça kabul edilmiştir. 6 Amesha Spentas, yani 6 kılavuz ruh, adalet ve iyilik tanrısı Ahura Mazda’nın bütünlemesiyle bir yediliyi oluştururlar. Pers tradisyonuna göre Dünya Dağı’nın tepesinden akan ırmakların ayırdığı yedi alan, ateşin yedi biçimi, Agni’nin Yedi Işını vardır.

Mayalar’da

Maya tradisyonunda göğün yedinci katından inen uygarlık getiren kahramanların babaları olan yedi Ahpu, insan kalbini simgeleyen “yedi” adındaki ilahe ve yedi ışınlı taç vardır. Kolomb öncesi Amerika’da Mayalar göğün yedi katlı olduğuna inanırdı.

Sümer-Akad-Babil’de

Sümero-Semitik tradisyonda haftanın yedi ay bölümü ve günü vardır. Dünyanın yedi bölgesi vardır, gökyüzü ziguratın düzlemleriyle sembolize edilir, hayat ağacının yedi dalı vardır ve bunların her birinin yedi yaprağı, cehennemin yedi kapısı, Tiamat’ın yedi şeytanı ve kendisini yok edecek yedi rüzgarı, yedi mühür, yedi inanç vardır. Sümer ve Akad metinlerinde yedi noktayla simgelenen ve boğa takımyıldızını oluşturan yedi şeytanın olduğu söylenir. Yedi basamaklı olan Sümer Kralı Gudea’nın tapınağına yedi göksel kürenin ziyaretçisini hatırlatmak için dünyanın yedi bölümünün evi denilirdi.

Babil’de yedinin bolluk ve bereket sembolü olduğu düşünülürdü. Kadim Babil Ziguratı, basamaklı piramiti yedi katlıydı. Ayrıca kadim Babil’de sıcak mevsimlerde yedi burç görülemezdi, yalnızca beş tanesi ufkun ötesinde görülebilirdi. Bu görülemeyen yedi burcun kötü ilkenin diyarına gittiğine inanılırdı ve bu nedenle yedinin tehlikeli ya da olumsuz bir sayı olduğu düşünülürdü. İnsanın aydınlatılması gereken yedi karanlık yönünü simgelediği söylenir, Babil’de gezegenlerin sayısı olarak bilinirdi.

Dogon ve Bambara Tradisyonlarında

Dogon ve Bambara tradisyonlarına göre yedi, İlahi Kelam’ı ve galaksilerin yaratılmasını sembolize eden temel bir sayıdır. Maya, Dogon ve Bambara tradisyonlarına göre İlahi Kelam’ın telaffuzu yedilidir. Yedi, insanın ve evrenin rakamı olarak kabul edilir, ayrıca üç ve dört sayılarıyla olan bağlantısından dolayı piramit geometrik formuyla ilişkilendirilir.

Avrupa’da

Ortaçağ Avrupası’nda yedi sayısının seriler halinde kullanımı tercih edilirdi: Kutsal Ruh’un yedi armağanı (Gotik çağda Güvercinlerle temsil edilir), yedi erdem, yedi sanat ve bilim, yedi ayin, insanın yedi yaş dönemi, yedi ölümcül günah, İsa’nın duasındaki (*Lord’s Prayer, İsa’nın öğrettiği dua) yedi dilek. Yedi kilise, yedi boynuz ve kuzunun gözleri, ejderhanın yedi başı, “Yedi Mühürle Mühürlü” kitabındaki Tanrı’nın gazabının yedi şişesi vardır.

Alman tradisyonunda,

Uyumsuz, sürekli olumsuz konuşan evli kadınlara “yedi şeytan” denir. Bu kullanımın kaynağı ise bir kişinin horoskopunda evlilikle ilişkili olan “yedinci ev”den kaynaklanıyor olabilir; yedinci evin olumsuz yönünün evlilikte çatışmayı içermesi olduğuna inanılırdı.

Grek Tradisyonunda

Grek tradisyonunda Styks Irmağı spatyomun çevresini yedi kez dolaşır. Orfe ve Apollon’un Liri’nin yedi teli, Pan’ın flütünün yedi deliği, yedi Hesperidler, Pisagor’un yedi müzikal notası (titreşimi), Platon’un kürelerin müziğiyle ilişkilendirdiği yedi göksel Siren vardır. Greko Romen tradisyonunda yedi sayısı, lirinin yedi teli olan Apollon için kutsaldı, ayrıca yedi Athena/Minerva ve Ares/Mars için de kutsaldı; Pan’ın yedi piposu vardır, Yunanistan’da yedi Bilge Adam vardır. Pisagor İnisiyasyonu’nda içindeki üçün gökyüzünü, dördün dünyayı temsil ettiği kozmik bir sayıdır, mükemmelliği sembolize eder.

Pisagorcular 7’ye dönüm noktası derlerdi. Bu dönüm noktasına gelen kişi, ruhsal olarak kendisiyle karşılaşmak ve mükemmel olana yükselmek ister ama içindeki diğer yedi nokta ile de mücadelesi şarttır. Sonuçta elde edeceği şey mükemmelik olduğu için de bu zorlu mücadeleye isteyerek katılır.

Japon Tradisyonunda

Japon Tradisyonu’nda yedi ilah ve inisiyatik törenlerde yedi oktan oluşan köprü olarak geçer. Japonya’da yaygın bir inanca göre 7 tanrı iyi şans getirir. Afrika’daki Pahouin tradisyonunda yaratıcının topraktan yaptığı varlığın insana dönüşmesi için suda yedi gün kaldığı inanışı vardır.

Ölüm Kültünde

Yedi, ölüm kültünde de özel bir yer tutar. Zuo qi; yani yedi yapmak, ölen kişinin ruhunun kendini yavaş yavaş bu dünyadan ve akrabalarından kopardığı, ölümden sonraki dönemlerdir. Her yedinci günde çoğu zaman *sutra (*Budizm'de Gautama Buddha'nın öğretilerinden oluşan ve doğrudan Buda'nın sözlerini aktardığı varsayılan metinlere verilen addır) okuyan Budist rahiplerin eşliğinde bazı kurbanlar adanır ve ayinler düzenlenir. Bu 49 gün sürer; bu sürenin sonunda ölen kişinin ruhu spatyom hayatına tamamen geçer. Arda Viraf Name adlı kitabında ruhun öte dünyaya yükselişi betimlenirken Viraf, hedefine ulaşmadan önce yedi gün yolculuk yapar.

Astrolojide

Astrolojide Semavi felekler “7 değirmen” olarak ve Büyük Ayı takım yıldızı”7taht” olarak bilinir. Yedi gezegensel felek boyunca yükseliş fikri Kadim Astroloji içinde büyük önem taşır ve Zodyak aslında yedili sistem üzerine kurulmuştur. Yedi felek kavramı kadim astrolojinin temelini oluşturur.

Kadim Tıpta

Yedi, kadim tıpta da önemliydi. Hipokratik gelenekte, yedi sayısının hastalıkları ve bedende yıkıcı olabilecek her şeyi yönettiği söylenir. Ruh yani insanın içindeki asli yön yani içsel şövalye, yedi başlı ejder olan egosu ile yeterince mücadele edemezse, ölümcül de olabilecek hastalıklarla mücadele etmek zorunda kalır. Antikite dönemi hekimleri acı verici hastalıkların yedi gün ya da yedinin katı sürdüğünü bilirlerdi. Majik yöntemler kullananların ortaya çıkardığı hastalıklardan kurtulmanın genelde yedi yıl sürdüğü düşünülürdü. Onyedinci Yüzyılda Sir Thomas Brown’a göre her yedi yıl yaşamda bedenin ya da zihnin, bazen her ikisinin de doğasında bir değişiklik yapardı. Arap hekim ve filozof Ibn Tufeyl’in yazdığı bir romanda “yabani bir ortamda tek başına yetişen kahraman yedi yıllık aşamalarla ahlaksal ve ruhsal mükemmelliğe ulaşır” denilmektedir. Sözde Hipokratikler ise şöyle söylerler: “Yedi sayısı okült güçlerinden dolayı her şeyi varlığa geçirme eğilimindedir. Hayatın eczacısıdır ve bütün değişimlerin kaynağıdır; ayın kendisi de her yedi günde bir biçim değiştirir.

Yedi Başlı Yılan (Ejderha)

Yedi başlı yılan, inisiyatik yoldaki 7 zorlu sınavı simgeler. Aynı zamanda cehenneme iniş denilen inisiyatik deneyim sırasında inisiye adayının mücadele etmesi ve yok etmesi gereken karmik tortularını, menfi tesirleri, nefsaniyetini simgeler. Bu sembol Türk tradisyonlarında yedi başlı ejder olarak ifade edilmiş, ejderha sembolü ile simgelenmiştir. Doğu Ekollerinde özellikle Tibet ve Çin’de yedi başlı ejderha simgesiyle, iç yolculukta olan kişiye, bu aşamaları geçtikten sonra Işık, Aydınlanma ve İlahi Kelam’a kavuşma, Evrensel Yasalar’la ahenk içinde yürüme müjdelenir. Dejenere olmadan önce kadim zamanlarda özellikle Tibet ve Çin’de bu sembolü simgeleyen özel okullarda inisiyeler eğitim görürler, ejderhayı yendikten sonra asıl bilgi ile karşılaşırlardı. Daha sonra bu kıymetli okullarda, bazı majik etkilere yenik düşerek, yedi başlı ejder sembolü saptırıldı, kişinin kolay yoldan sonsuzluğa açılmasını simgeleyen bir sembole dönüştü.

Yedi başlı oluş, hem bu mücadelenin zor olduğunu, hem de arınma işleminin yedi planla ilgili olduğunu gösterir. Yedi plan, Göksel Yönetimi ve idareyi de simgelediği için ruhun arınmak için geçirmek zorunda olduğu yedi aşama ya da yedi kapıyı simgeler. İnisiyatik arınma yolunda olan kişi bu yedi aşamayı geçtikten sonra sekizinci aşamada, sonsuzluğu fark eder ve nefsiyle olan sınavlarını da verdiği için Işık’la Aydınlanma ve Aydınlatma aşamasına kavuşur, ruhu sükuna erer, fırtınalar ve iç sıkıntılar sona erer.

Ezoterizmde

Yedi sayısı, Yüce Tesir’in üç alem olarak yayılmasını ya da üç alemde yayılmasını esas alan tradisyonel sistemlere göre, bu tesirin ötealem, süptil alem, seyyal alem, esiri alem, spatyom gibi çeşitli adlarla belirtilen aracı alemdeki sembolüdür. Sözkonusu tradisyonel sistemlere göre Yüce Tesir’in tezahür etmemiş alemdeki sembolü üç, aracı alemdeki sembolü yedi, tezahür etmiş alemdeki rakamı ise onikidir.

Yedi sembolünün tradisyonlardaki ezoterik açılımları şunlardır:

Yedi, ruhsal tekamülün, doğadaki ve evrendeki gelişimin sembolüdür. Bazı tradisyonlarda, bazen dünya gezegeninin ötealem, süptil alem, seyyal alem, esiri alem gibi çeşitli adlarla belirtilen aracı alemini bir titreşimler hiyerarşisi tarzında belirtmek ve bu titreşim alanlarıyla ilgili bilgileri açıklamak adına kullanılmıştır. Sözkonusu aracı alem, maddenin farklı düzeylerde titreşen enerjetik alanlarını barındırmaktadır. Bu alemde dünyanın fiziksel ortamından başlayarak giderek yoğunlukları azalmakta olan esiri maddelerinin, yani madenin titreşim düzeyi giderek yükselen hallerinin sıralanması, farklı tesir ortamlarının bir tür kademeleşmesi mevcuttur. Buna kısaca esiri derecelenme, bu ortamlara da yedi plan ya da yedi süptil plan denir.

Neo Spiritüalizmde

Neo Spiritüalizm’de yedi sınavlı, yedi aşamalı eğitim sürecini ve bu aşamalarla ilgili çeşitli bilgileri simgeler. Spiritüalizmdeki bu aşamalar “nefis terbiyesinin yedi aşaması” olarak kabul edilirken bu süreç, Mevlevilikte “yedi selam”, Bektaşilikte “yedi erkan”, Ahilikte “yedi ad yedi şart” adlarıyla bilinir. Bu aşamalarda yedi realite ya da yedi şuur halinin açılımı sözkonusudur ki ruhsal gelişimin bu yedi kademesinin Sufilik’teki karşılığı kalbin yedi iç zarfına denk düşer. Şuur yedi kademede açılarak, aydınlanma gerçekleşir. Aynı zamanda da yedili sistemler, yedili diziler halinde oluşan periyodik değişim, tesir ve akımları ifade ettiği için yedi değişimin kaçınılmaz sayısıdır ve yedi sayısı ile sık karşılaşan kişi mükemmeleşmeye giden yolda bu değişim sürecine girmiş ya da girmek üzere demektir.

Neo Spiritüalizm’de yedi sayısı Dünya Ruhsal Organizasyonlarının da sayısıdır. İlahi İrade ile gerçekleşen tüm ruhsal ve fiziksel organizasyonlarda yedi sayısı ile sembolize edilir ve matematiksel bir bağ ile tüm organizasyon ağı birbirine bağlıdır.

Kaynakça:

· SALT, Alparslan; Semboller; RM Yayınları; İstanbul 2006.
· SCHIMMEL, Ann Marie; Sayıların Gizemi; Kabalcı Yayınları; İstanbul 2000
· EBERHARD, Wolfram; Çin Simgeleri Sözlüğü; Kabalcı Yayınları; İstanbul 2000.
· CIRLOT, J. E. ; A Dictionary of Symbols; Dover Publications; New York 2002.
· SCHIMMEL, Ann Marie; Tanrı’nın Yeryüzündeki İşaretleri; Kabalcı Yayınları; İstanbul 2004.
· COOPER, J.C.; An Illustrated Encyclopedia of Traditional Symbols; Thames&Hudson ; Slovenia, 2008.
· BIEDERMANN, Hans; Dictionary of Symbols-Cultural Icons&The Meanings Behind Them; Meridian Printing; New York 1994.

2. Bölüm Kaynak: astroset



3. Bölüm

Dünyanın var oluşundan günümüze kadar gelen zaman içinde ve kutsal dinlerin ortak sembolleri arasında 7 rakamının ayrı bir yeri ve önemi vardır.

Bir inanışa göre, dünyanın görünen ve görünmeyen âlemler arasında ve kozmozdaki rakamı 7 dir.

7 (Yedi), tamamlanmışlığın, bütünlüğün, birliğin, göksel uyumun, mükemmel düzenin sembolü olarak bilinir.

7 rakamı, vahiy yoluyla alınan kutsal ayetlerde de sık sık yer alır; hem uhrevî hem de dünyevî alanı kapsayan bir sayıdır.

Ruh, Madde ve İnsan ile (3 unsur), Hava, Su, Toprak ve Ateş (4 element) birleşiminin sayısı 7’dir ve bunlar Dünya Gelişim Sayısının temelini oluştururlar.

Doğa’da, Güncel ve Sosyal Hayat’ta, İnsanın Varlığında ve Dinî Hayat’ta tesadüf ettiğimiz 7 lere bir göz atalım:  

DOĞA’DA 7  SAYISININ GEÇTİĞİ YERLER:

Gökkuşağı 7 renktir.
Büyük Ayı 7 yıldızlıdır.
Dünyada 7 kıta vardır.
Gökyüzü 7 kattır.
En çok tanınan ve bilinen gül çeşidi 7 Veren Gülü”dür.
Türkiye’nin  7 coğrafi bölgesi vardır.
Rio, Roma ve İstanbul 7 tepe üzerine kurulmuştur.
Kızılderililerde 7 mevsim vardır.
Avustralya’da Aborijin ve Kulinler'de de 7 mevsim vardır.

GÜNCEL VE SOSYAL HAYAT’TA 7  SAYISININ GEÇTİĞİ YERLER

Bir Haftada 7 gün vardır.
Dünyanın  harikası 7 dir.
Müzikte  7 nota vardır.
7 temel renk vardır.
James Bond nedense 007 dir.
Hürmüz  bile  7 kocalıdır.
Pamuk Prenses’in 7 cücesi vardır.

Yedi   Âlimler Hikayesi: “Yedi Âlimler Hikâyesi”, kaynağını Sindbadname’den alan Türkçe masallar derlemesidir. Bir cariyenin iftirasına uğrayan  Doğulu bir hükümdarın oğlunun kurtulması için, ülkedeki 7 bilge (âlim) vezirden her birinin 7 gün boyunca kadınların kurnazlıkları üzerine anlattıkları öykülerden oluşur. Derlemenin adı da bu 7 âlimden gelir.

Yedi  Askı: Arapça’da Muallakatü’s- Seba…Arap edebiyatında, İslâm öncesinde yazılmış 7 kasideden oluşan derlemedir. Her biri yazarların en iyi yapıtı sayılan bu kasidelerin, Kâbe duvarlarına asıldıkları için bu adla anıldığı sanılır.

Yedi  Hafta Savaşı: Avusturya- Prusya Savaşı olarak da bilinir. 1866’da, Avusturya, Bavyera, Saksonya, Hannover ve bazı küçük Alman devletleriyle Prusya arasında 1866 yılında yapılan ve 7 hafta süren savaştır. Prusya’nın zaferiyle sonuçlanmış, Avusturya’nın Almanya’dan çekilmesine yol açmıştır.

Yedi  Yıl Savaşı: Fransız devriminden önce Avrupa’nın bütün büyük devletlerinin katıldığı son büyük savaştır. (1756-63) Savaşın bir cephesinde Fransa, Avusturya, Saksonya, İsveç ve Rusya, öbüründe Prusya, Hannover ve İngiltere yer almıştı.

Yedi  Meşaleciler: Yedi Meşale adlı edebiyat akımının kurucuları…

7 İLE İLGİLİ DEYİŞLER:

Yedi Belâ,
Yedi Canlı,
Yedi İklim dört bucak,
Yedi kat el,
Yedi mahalle duydu,
Yediden Yetmişe,
Yedi Düvel,
Yedi Göbek,
Yedi Delikli Tokmak

İNSANIN VARLIĞINDA 7  SAYININ GEÇTİĞİ YERLER

İnsanın soyu 7 göbek öteye gider.
İnsanın 7 çakrası vardır.
İnsanın yüzünde 7 delik vardır. (Ağız, 2 kulak, 2 göz, 2 burun deliği)
Çocuklar okula 7 yaşında başlar.
7 aylık bebeklerin yaşama şansı, 8 aylık bebeklerden daha fazladır.

DİNİ HAYATTA 7  SAYISININ GEÇTİĞİ YERLER

Yedi Ruh : Eski Mısır’da Güneş Tanrısı’nın  7 ruhlu olduğuna inanılıyordu.

Yedi Bilge: Sümerlerde Ea, “Su Tanrısı” dır. Enkı adıyla da bilinir. İnanışa göre Su Tanrısı Ea’nın 7 Bilge Öğrencisi vardı. Bunlar yeryüzüne çıkıp insanlara bilgelik ve bilim öğretirlerdi.

Yedi Musalar: Müziği yaratan 7 müzik perisi (Anadolu- Helen mitolojisinde yer alan Musa denilen bu periler türkü çığırır, çalgı çalarlardı.)

Yedi Kurban: M.Ö.278 yıllarında Balkanlar üzerinden Anadolu’ya geçerek Ankara yöresine yerleşen Galatlar’ın kurban törenlerinde 7 hayvanı kurban olarak kesmeleri. (Anadolu’da bir işin, bir dileğin yerine gelmesi için 7 koç kurban etme geleneğini de buna bağlayan halkbilimciler var.) (Örneğin bir yakınım, uzun zamandır bir çocuklarının olmasını arzu ediyordu. Bunun için 7 koç kurban edildi. Çocuk, 7 nci ayın 7 nde doğdu ve yedi sene bir koç kurban edildi.)

Yedi Kamış : Sirinks uzunluklarına göre yanyana dizilmiş 7 kamıştan oluşan bir tür panflüttür. Frigya mitolojisine göre, Pan'ın (kırların ve çobanların tanrısı) icat ettiği ve elinden düşürmediği müzik aletidir, bir efsaneye konu olmuştur. Efsaneye göre kırların, çobanların ve sürülerin tanrısı ve koruyucusu olan Pan, Sirinks (Frigce ) isimli güzel bir periye aşık olur. Pan' dan kaçmak için Sirinks kendisini su kamışı bitkisine çevirir. Bu güzel perinin onuruna, ve ona olan aşkı için Pan bu kamışlardan biraz keser ve bugün "Sirinks" veya "Pan flütü" olarak adlandırdığımız müzik aletini yapar.

Yedi Engel: Şaman inancına göre Tanrı Ülgen’in katına ulaşmak için geçilmesi gereken 7 engel  vardır. Bu engelleri aşmak, insanın inanç bakımından değişik aşamalardan geçmesine, olgunlaşmasına bağlıdır.

Yedi Kişi: (Şaman inancına göre) Tanrı Ülgen’in  yeryüzünde, önce,  kemikleri kamıştan, etleri topraktan 7 kişi yarattığına inanılır..

Yedi Oğul: Ülgen'in 7 oğlu vardır:

Karşıt,
Bura- Kan,
Yaşıl- Kan,
Burça- Kan,
Karakuş,
Baktı- Kan,
Er- Kanım.

Yedi Kulaç: Asya’da yaşayan Beltir adlı Türk topluluklarının düzenlediği bir din töreninde 7 kulaç uzunluğunda bir ip kullanılır, buna onların dilinde “çilipağ “ denir.  

Yedi Gün: Yenisey'de yaşayan şamanist Türk boylarından Beltir'ler, ölüyü Müslümanlar gibi yıkarlardı. Ölü toprağa verildikten sonra, ölünün dul kalan karısının saç örgüleri çözülüp dağıtılır ve yarısından aşağısı kesilirdi. Dul kadın, ancak ölünün toprağa verilişinden  7 gün sonra saçlarını örebilirdi.. Ölünün karısı ve çocukları, ölünün toprağa verişinden sonra 7 gün içinde, ölünün ciğerleri rahatsız olmaması için, ciğer yemezlerdi. Ölü toprağa verildikten 7 gün sonra, köy yahut oba halkı toplanıp mezarlığa giderler ve mezarın başında ateş yakarlardı.

Çin'in Gan-su eyaletinde Nan- şan dağlarının kuzey kollarında yaşayan Sarı Uygurlar, uzun zamandır Budist sayıldıkları halde defin törenlerinde bir çok Şamanlık unsurlarını muhafaza etmişlerdir. Bunlar ölülerini üç veya 7 gün evlerinde saklarlar. Bu müddet içinde lamaları çağırıp dualar okuturlar.

Yedi Kez Tekrar: Çin kaynakları, VI. yüzyılda Göktürkler'in defin törenini şöyle anlatmaktadır: " Ölü bulunan çadırın etrafında at üzerinde 7 defa dolaşırlar. Kapının önünde bıçakla yüzlerini kesip ağlarlar. Yüzlerinden kan ve yaş karışık olarak akar. Bu töreni 7 defa tekrar ederler.

Yedi Gün Yedi Gece: Gılgamış Destanı’ nda Tanrı Enkidu’yu alt etmek için 7 gün 7 gece oyalandırılması.

Aynı şekilde Budha dininde “Çıtamani” denen mutluluk incisini bulmak ve insanları mutluluğa kavuşturmak için Budha’nın gizli bir ülkede 7 gün, 7 gece yol gitmesi…

Yedi Melek,Yedi Gün: Yezidilerin inancına göre 7 imam (peygamber) ve bunların yaratıldığı 7 gün:

Melek ve Gün

Taus (Pazar),
Derdail (Pazartesi),
İsrafail (Salı),
Mikail (Çarşamba),
Cevrail (Perşembe),
Şamnail (Cuma),
Turail (Cumartesi)...

Yedi Şans Tanrısı : (Şişi- fuku- cin) Japon mitolojisinde iyi talih ve mutlulukla ilişkilendirilen 7 tanrı vardır. Her biri farklı kökenlerden geldiği halde 16 ncı yüzyıldan sonra aynı kümede toplanan bu tanrılar:

Bişamon,
Daikoku,
Ebisu,
Fukurokucu,
Curocin
Hotei
Tanrıça Benten.

Halk şarkılarına da konu olan Şişi- fuku, cin resim ve oyunlarda tek tek ya da topluca komik öğelerle betimlenir.

Tevrat’a göre Firavun, rüyasında 7 cılız ineğin, 7 semiz ineği yediğini görmüştü.

Tevrat ve İncil’de, 7 sayısı yaygın olarak  kullanılmıştır. 7 rahip, 7 trompet, 7 kilise, 7 mühür, 7 kâse, 7 yıldız, 7 boynuz, 7 başlı canavar, 7 ruh, 7 kollu şamdan  çok bilinen örneklerdir.

İnanışa göre, Hz. Süleyman’ın tapınağına 7 basamakla çıkılıyordu.

Tufanın hazırlıkları 7  gün sürmüştü.

Nuh’ un, gemiden uçurduğu güvercin 7 gün boyunca uçmuş ancak sekizinci gün gemiye dönebilmişti.

Yedi Tur: Eskiden Yahudiler, Kamış Bayramı’nda tapınaklarında toplanır ve kutsal mihrabın etrafında 7 kez dönerlerdi.

Museviler’ de Hamursuz Bayramı’ndan 7 hafta sonra yapılan Gül Bayramı’ nda günah adağı olarak 7 kuzuyu kurban etme geleneği vardır.

Yedi Çoban: Musa peygamberin, Firavun’dan kaçarak, gittiği Medyan çölünde yardım ettiği söylenen 7 çoban kız.

Yedi Oğul :Tevrat’a göre Yafes’in 7 oğlu vardır.Bunlardan her biri bir ulusun atası sayılır.

Hıristiyanlıkta  manastır hareketinin başlangıcından bu yana 7 büyük günahtan söz edilir. Bu günahlar şöyle sıralanır:

1) Kibir,
2) Açgözlülük,
3) Şehvet, yani aşırı ve yasaklanmış cinsel istek,
4) Kıskançlık,
5) Oburluk ve genellikle ayyaşlık,
6) Öfke
7) Tembellik.

Katoliklerde  7 sakrament esastır

Yedi Uyurlar: “Eshab-ı Kehf” olarak bilinir. Ölümden sonra dirilişe ilişkin ünlü efsanenin kahramanlarıdır. Ortaçağ boyunca Hıristiyan ve İslâm dünyasında çok tutulan efsaneye göre, Roma İmparatoru Decius döneminde Hıristiyanlara yapılan baskılar sırasında (İS. 250) 7 Hıristiyan asker doğdukları kent olan Ephesos (Efes) yakınında bir mağarada gizlenirler. Daha sonra mağaranın kapısı kapanır. Böylece İmparator Decius’un çıkardığı ferman uyarınca pagan kurban törenlerine katılmaktan kurtulan 7 Hıristiyan, mucizevi bir uykuya dalarlar. Doğu Roma İmparatoru II. Thedosius döneminde (İS. 408- 450) mağaranın ağzı açılınca uyanırlar. 7 asker, yaşadıkları deneyimin derin anlamını açıkladıktan sonra ölürler. Bunun üzerine onlar adına kutsal bir mezar yapılır.

Batı’da yaygın olan anlatıda Eshab-ı Kehf, Maksimianos, Malkhos, Markianos, Ioannes, Denis, Serapion ve Konstantinos’ tur.

Doğu’ daki anlatılarda ise bu adlar Mekselina, Yemliha, Mernuş, Saznuş, Debernuş, Meslina ve Kefeştatayyuş olarak geçer.

Afşin ve Tarsus’ta Eshab-ı Kehf, Efes’ te ise “Yedi Uyurlar” adıyla anılan ve ziyaret edilen mağaralar vardır.

Yedinci Gün Adventisleri: 19. yüzyılda ABD’de ortaya çıkan bin yıl inancına bağlı Protestan akımı Adventizmin günümüzdeki en büyük koludur.

KURAN ve 7

Kur’an’ın ilk suresi Fatiha 7 ayettir.
Kainat 7 günde yaratılmıştır.
Kabe’nin etrafı 7 kere tavaf edilir.
Mevlevilik’te 7 bilgelik rakamıdır.
Mevlevilerde 7 selâm vardır.
İslâm dininde 7 mertebe vardır.

Müslümanlar Hac sırasında Safa ile Merve arasında 7 kez gidip- gelirler.

Müslümanlar Hac sırasında şeytan taşlamada 7 taş atarlar.  Mina’da, bayram günleri üç gün şeytan taşlanır. Bayramın birinci günü Mina’da, Cemre- i Akabe [Büyük Şeytan] denilen yerde iki buçuk metreden veya daha uzaktan Cemre [Büyük Şeytan] yerini gösteren duvarın dibine nohut kadar yedi taş atılır. Bayramın ikinci günü, öğle namazından sonra üç ayrı yerde, yedişer taş atılır. Mescid-i Hıf'e yakın olandan başlanır. Önce küçük şeytan, sonra orta şeytan ve büyük şeytana yedi taş atılır, toplam 21 taş eder.  Bayramın üçüncü günü de böyle yedişer taş atılır ki, hepsi 49 taş olur. [Aynen ikinci günkü gibi.] Üçüncü günü güneş batmadan önce, Mina’dan ayrılınır. Dördüncü gün de Mina’da kalıp, sabahtan güneşin batışına kadar dilediği zaman 21 taş daha atmak müstehabdır. [Küçük, orta ve büyük şeytana yedişer taş atılır.]

Kuran’da 7 Gök tabiri, 7 kez geçer. (Bakara Suresi 29), ( 17. İsra Suresi 44), ( 23. Muminun Suresi 86), (41. Fussilet Suresi 12),( 65. Talak Suresi 12), (67. Mülk Suresi 3), (71.Nuh Suresi 15). ayetlerde gerçekleşmektedir.

Yedi İmamcılık: Sebiye, “Yedi İmamcılık” olarak da bilinir. Şiiliğin, imamların sayısını yediyle (seb’) sınırlayan koludur. Sebiye izleyicileri zamanla 7 sayısı üzerine kurulu bir öğreti geliştirmişlerdir. Buna göre yeryüzünde her zaman  Tanrı’ nın kanıtları (hüccet) vardır. Kanıtlar, konuşan (natık) ve susan (samit) olmak üzere ikiye ayrılır.

7 konuşan kanıt Hz. Adem, Hz. Nuh, Hz. İbrahim, Hz. Musa, Hz. Musa, Hz. İsa, Hz. Muhammed ve Muhammed  et- Tamm’dır. Her iki konuşan kanıt arasında da 7’şer susan kanıt vardır.

Hz. Muhammed ile Muhammed et- Tamm arasındaki susan kanıtlar, Hz. Ali ile başlayıp Hz. İsmail ile biten 7 imamdır.  

ESKİ AHİT (TEVRAT)’TE 7 RAKAMININ GEÇTİĞİ YERLER  

EÖrnek olarak sadece TEKVİN, ÇIKIŞ, LEVİLİLER, SAYILAR ele alınmıştır.

TEKVİN

BAP 2: 2 “Ve Allah yaptığı işi 7 nci günde bitirdi; ve yaptığı bütün işten 7 nci günde istirahat etti.”

BAP 2: 3 “Ve Allah 7 nci günü mübarek kıldı ve onu takdis etti.”

BAP 7: 2-3 “Bütün yeryüzü üzerinde zürriyetlerinin sağ kalması için, kendisine her temiz hayvandan, erkek ve onun dişisi olarak 7 şer, ve temiz olmayan hayvanlardan, erkek ve onun dişisi olarak ikişer”, “ “ Göklerin kuşlarından da erkek ve dişi olarak 7 şer 7 şer alacaksın.”

BAP 7: 4 “Çünkü ben 7 gün sonra, yeryüzü üzerine kırk gün kırk gece yağmur yağdıracağım.”

BAP 7: 10 “Ve vaki oldu ki, o 7 günden sonra, tufanın suları yeryüzü üzerinde idi.”

BAP 8: 4 “Ve gemi 7 nci ayda, ayın 17 nci gününde, Ararat dağları üzerine oturdu.”

BAP 8: 10 “Ve diğer 7 gün daha bekledi; ve güvercini gemiden tekrar gönderdi.”

BAP 8: 12 “Ve diğer 7 gün daha bekledi, ve güvercini gönderdi.”

BAP 2: 28 “Ve İbrahim sürüsünden 7 dişi kuzuyu ayrıca koydu.”

BAP 22: 29 “Ve Ağbimelek İbrahim’e dedi: Ayrıca koyduğun bu 7 dişi kuzu ne demektir?”

BAP 22 : 30 “Ve dedi: Bu 7 dişi kuzuyu benim elimden almalısın.”

BAP 31: 23 “Ve kardeşlerini kendisiyle beraber alıp 7 gün onun arkasına düştü.”

BAP 33: 3 “Ve kendisi onların önüne geçti ve kardeşine yaklaşıncaya kadar 7 defa yere eğildi.”

BAP 41: 2 “Ve işte, ırmaktan bakılışta güzel ve ette semiz 7 inek çıktı.”

BAP 41: 3 “Ve işte, onlardan sonra bakılışta çirkin ve ette cılız başka 7 inek çıktı.”  

BAP 41: 4 “Ve bakılışta çirkin ve ette cılız inekler bakılışta güzel ve semiz 7 ineği yediler.”

BAP 41 . 5 “Firavun ikinci defa rüya gördü ve işte, bir sapta 7 semiz ve iyi başak çıktı.”

BAP 41 : 6 “Ve işte, onlardan sonra cılız ve şark rüzgarında yanmış 7 başak bitti.”

BAP 41 : 7 “Ve cılız başaklar 7 sene ve dolgun başağı yuttular.”

BAP 41 : 26 “Yusuf Firavuna dedi : 7 iyi inek 7 yıldır ve 7 iyi başak 7 yıldır, rüya birdir.”

BAP 41: 27 “Ve onlardan sonra çıkan  7 cılız ve çirkin inek, ve şark yelinden yanmış boş 7 başak da 7 yıldır; 7 kıtlık yılı olacaktır.”

BAP 41: 29 “İşte, bütün Mısır diyarında 7 büyük  bolluk yılı gelecektir.”

BAP 41: 30 “Ve onlardan sonra 7 kıtlık yılı çıkacaktır.”

BAP 41: 36 “Ve bu yiyecek Mısır diyarında olacak 7 kıtlık yılı için memlekete zahire olacaktır.”

BAP 41: 53 “Ve Mısır diyarında olan 7 bolluk yılı bitti.”

BAP 41: 54 “Ve Yusuf’un söylemiş olduğu gibi 7 kıtlık yılı gelmeye başladı.”

BAP 50: 10 “Ve babası için 7 gün yas tuttu.”

ÇIKIŞ

BAP 2: 16 “Ve Midyan kâhininin 7 kızı vardı.”

BAP 16: 26 “Altı gün onu devşireceksin; fakat 7 nci gün sebttir, o günde olmayacaktır.”

BAP 16: 27 “Ve vaki oldu ki, 7 nci günde kavmden bazıları çıktılar, ve bulmadılar.”

BAP 16: 29 “ 7 nci günde kimse yerinden çıkmasın.”

BAP 16: 30 “Ve kavm 7 nci günde istirahat ettiler.”

BAP 20: 9-10 “Altı gün işleyeceksin, ve bütün işini yapacaksın.” “Fakat 7 nci gün Allah’ın RABBE Sebt’tir, sen ve oğlun ve kızın, kölen ve cariyen ve hayvanların, ve kapılarında olan garibin, hiçbir iş yapmayacaksın.”

BAP 20: 11 “Çünkü RAB gökleri, yeri ve denizi ve onlarda olan bütün şeyleri altı günde yarattı, ve 7 nci günde istirahat etti.”

BAP 21: 2 “Eğer İbranî bir köle satın alırsan, altı yıl hizmet edecek; ve 7 ncide hür olarak meccanen çıkacaktır.”

BAP 23: 10-11 “Ve toprağını altı yıl ekeceksin, ve mahsulünü toplayacaksın.” “Fakat 7 nci yıl onu rahat ve boş bırakacaksın.”

BAP 23: 12 “Altı gün kendi işlerini yapacaksın, ve 7 nci günde öküzün ve eşeğin rahat etsinler, ve cariyenin oğlu ve garip dinlensinler diye istirahat edeceksin.”

BAP 23: 15 “Mayasız ekmek bayramını tutacaksın; sana emrettiğim gibi Abib ayının muayyen vaktinde 7 gün mayasız ekmek yiyeceksin.”

BAP 25: 37 “Ve onun kandillerini 7 tane yapacaksın; ve karşısına ışık versin diye onun kandillerini yakacaklar.”

BAP 29: 35 “Ve Harun’la oğullarına sana emrettiğim bütün şeylere göre böyle yapacaksın; 7 gün onları tahsis edeceksin.”

BAP 29: 37 “7 gün mezbah için kefaret edeceksin; ve onu takdis edeceksin.”  

BAP 31: 15 “Altı gün işlenir, fakat 7 nci günde RABBE mukaddes rahat Sebtidir.”  

BAP 31: 17 “O, İsrailoğlulları ile benim aramda ebediyen bir âlamettir; çünkü RAB gökleri ve yeri altı günde yarattı, ve 7 nci günde dinlendi.”  

BAP 34: 21 “Altı gün işleyeceksin ve 7 nci gün de rahat edeceksin.”  

BAP 37: 23 “Ve 7 tane olarak onun kandillerini, ve makaslarını, ve tepsilerini halis altından yaptı.”  

LEVİLİLER

BAP 4: 17 “Ve kâhin parmağını kana batıracak, ve RABBİN önünde, perdenin önünde 7 kere serpecek.”

BAP 8: 35 “Ve toplanma çadırının kapısında, gece gündüz 7 gün kalacaksınız, ve ölmeyesiniz diye RABBİN emrini tutacaksınız.”  

BAP 12: 2 “İsrail oğullarına söyleyip de: Bir kadın gebe kalır ve erkek çocuk doğurursa, o zaman 7 gün murdar olacaktır.”

BAP 12: 3 “Ve 7 nci günde çocuğun gulfesi sünnet olacaktır.”

BAP 13: 4-5-6 “O zaman kâhin  hasta olanı 7 gün kapayacaktır.”,”Ve kâhin 7 nci günde onu görecek; ve işte, eğer kâhinin gözünde hastalık durmuşsa, o zaman onu 7 gün daha kapatacaktır”,” Ve kâhin 7 nci günde yine onu görecek”

BAP 14: 7-8-9 “Ve cüzamdan tathir olunacak adamın üzerine 7 kere serpecek…”, “…fakat 7 gün çadırının dışarısında oturacak”, “ Ve 7 nci günde vaki olacak ki..”

BAP 14: 16 “Ve kâhin sol avucunda olan yağa sağ parmağını batıracak ve RABBİN önünde parmağı ile 7 kere yağdan serpecek”  

BAP 14: 38- 39 “O zaman kâhin evden evin kapısına çıkacak, ve evi 7 gün kapayacak”, “Ve kâhin 7 nci günde geri gelecek, ve görecek; “

BAP 14: 49-51 “Ve evi tathir etmek için…”,”… ve eve 7 kere serpecek”  

BAP 15: 13 “Ve akıntısı olan akıntısından tahir olunca, o zaman tahareti için kendisine 7 gün sayacak”  

BAP 22: 26-27“Ve RAB Musa’ya söyleyip dedi: Bir buzağı, yahut bir kuzu, yahut bir oğlak doğduğu zaman 7 gün annesiyle kalacak”

BAP 23: 8 “Ve 7 gün  RABBE ateşle yapılan takdime arz edeceksiniz; 7 nci günde mukaddes toplantıdır; hiç ağır iş yapmayacaksınız.”

BAP 23: 15-16-17- 18 “Kendinize Sebtin ertesi gününden, sallama demetini getirdiğiniz günden sayacaksınız; tam 7 Sebt olacak”, “7 nci Sebtin ertesine kadar elli gün sayacaksınız.”,”Ekmekle beraber birer yıllık kusursuz 7 kuzu, genç bir boğa, ve iki koç takdim edeceksiniz”

BAP 23: 24 “İsrailoğullarına söyleyip de : 7 nci ayda, ayın birinci gününde, mukaddes toplantı yapacaktır.”

BAP 23: 27 “Bu 7 nci ayın tam onuncu günü kefaret günüdür.”

BAP 23: 34 “İsrailoğullarına söyleyip de: Bu 7 nci ayın on beşinci gününde 7 gün RABBE haymeler bayramıdır.”

BAP 23: 36 “7 gün RABBE ateşle yapılan takdime arz edeceksiniz.”

BAP 23: 39 “7 nci ayın tam on beşinci gününde, memleketin mahsulünü devşirmiş olduğunuz zaman, 7 gün RABBİN bayramını tutacaksınız.”

BAP 23: 40- 41- 42 “…Allahınız RABBİN önünde 7 gün şenlik edeceksiniz.”,” Ve onu RABBE bayram olarak yılda 7 gün tutacaksınız; nesillerinizce ebedî kanun  olacak; onu 7 nci ayda tutacaksınız.”,”7 gün haymelerle oturacaksınız.”

BAP 25: 4 “tarlanı altı yıl ekeceksin.”,“Fakat 7 nci yılda memleket için tam rahat Sebti, RABBE Sebt olacak; tarlanı ekmeyeceksin, ve bağını budamayacaksın.”

BAP 25: 8-9 “Ve kendin için 7 yıl Sebtlerini, 7 kere 7 yıl sayacaksın; ve kendin için 7 yıl Sebtlerin günleri, kırk dokuz yıl olacak.”,”Ve 7 nci ayda, ayın onuncu gününde yüksek sesli boruyu gezdireceksin.”

BAP 26: 28 “O zaman  ben size karşı öfke ile yürüteceğim; ben de suçlarınız için sizi 7 kat tedip edeceğim.”

SAYILAR

BAP 6: 9 “Ve eğer yanında bir adam birden bire hemen ölür, ve ayrılığının başını murdar ederse; o zaman tathiri gününde başını tıraş edecek, 7 nci günde onu tıraş edecektir.”

BAP 7: 48 “ 7 nci günde Efraim oğullarının beyi Ammihud oğlu Elişama takdim etti.”

BAP 8: 2 “Harun’a söyle ve ona de: Kandilleri yerine koyduğun zaman, 7 kandil şamdanın ön tarafına ışık verecekler.”  

BAP 12: 14“Ve RAB Musa’ya dedi: Şayet babası onun yüzüne tükürmüş olsa idi, 7 gün utanmayacak mı idi.”

RAB 12: 15 “Ve Miryam ordugâhının dışarısında 7 gün kapatıldı; ve Miryam geri getirilinceye kadar kavim göç etmedi.”  

BAP 23: 1“Ve Balam Balaka dedi: Burada bana 7 mezbah yap, ve burada benim için 7 boğa ve 7 koç hazırla.”

BAP 23: 4 “Ve Allah Balamı karşıladı; ve Balam ona dedi: 7 mezbah hazırladım.”

YENİ AHİT (İNCİL) ’DE 7 RAKAMININ GEÇTİĞİ YERLER

MATTA

BAP 16 : 10 “Dört bin kişinin 7 ekmeğini, ve kaç sepet kaldırdığını anlamıyor ve anmıyor musunuz?”

BAP 16: 21 “O zaman Petrus gelip İsa’ya dedi: Ya Rab, kardeşim bana karşı kaç defa günah işlerse, ben ona bağışlayayım? 7 kereye kadar mı?”  

BAP 18: 22: “İsa ona dedi. Sana 7 kereye kadar değil, fakat 77 kere 7’ye kadar, diyorum.”

BAP 22: 25: “İmdi, bizde 7 kardeş vardı; birincisi evlendi ve öldü ve zürriyeti olmadığından karısı kardeşine bırakıldı.”

BAP 22: 26 “İkincisi ve üçüncüsü de, 7 ncisine kadar, öyle öldü.”

MARKOS

BAP 8: 5“Onlara sordu: kaç ekmeğiniz var? Onlar da:  7 dediler.”  

BAP 8: 6“Yere otursunlar diye halka emretti; ve 7 ekmeği alıp şükrettikten sonra kırdı, önlerine koymak üzere şakirtlerine verdi.”  

BAP 8: 8“Yediler ve doydular; artan parçalardan 7 sepet kaldırdılar.”  

BAP 8: 20“7 ekmeği dört bin kişiye parçaladığım zaman, kaç sepet dolusu parçalar kaldırdınız? Onlar da: 7 dediler.”  

BAP 12: 20“7 kardeş vardı.”  

BAP 12. 22“7 si de zürriyet bırakmadılar.”  

BAP 16: 9 “Haftanın ilk gününde sabah erken İsa kıyam ettiği zaman, önce kendisinden 7 cin çıkarmış olduğu Mecdelli Meryem’e göründü.”

LUKA

BAP 3: 36 “Kızlığından sonra kocası ile 7 yıl geçirmişti.”

BAP 20: 29 “Şimdi 7 kardeş vardı.”

BAP 20: 31 “Böylece 7 si de çocuk bırakmadan öldüler.”

YUHANNA

BAP 4: 52 “Dün 7 nci saatte ısıtma onu bıraktı.”

YUHANNA’NIN VAHYİ

BAP 1: 4 “Yuhanna Asya’da olan 7 kiliseye: Var olan ve var olmuş olan ve gelecek olan tarafından, ve kendi tahtının huzurunda bulunan 7 ruhtan, ve sadık ve şahit…”

BAP 1: 11 “Gördüğünü kitaba yaz, ve 7 kiliseye, Efesosa ve İzmir’e ve Bergama’ya ve Tiyatira’ya ve Sardis’e ve Filadelfya’ya ve Laodikya’ya gönder, diyordu.”

BAP 1: 12 “Benimle söyleşen sesi görmek için  döndüm. Ve döndüğümde, 7 altın şamdan….gördüm.”

BAP 1: 16 “Ve sağ elinde 7 yıldız vardı, ve ağzından iki ağızlı keskin bir kılıç çıkıyordu.”

BAP 1: 20 “Benim sağ elimde gördüğün 7 yıldızın sırrını ve 7 altın şamdanı yaz. 7 yıldız 7 kilisenin melekleridir ve 7 şamdan 7 kilisedir.”

BAP 2: 1 “Efesos’ta olan kilisenin meleğine yaz: 7 yıldızı sağ elinde tutan, 7 altın şamdanın ortasında yürüyen, şu şeyleri diyor:”

BAP 3: 1 “Ve Sardis’te olan kilisenin meleğine yaz: Allah’ın 7 ruhu ve 7 yıldız kendisinde bu şeyleri diyor:”

BAP 4: 5 “Ve tahtın önünde yanan 7 ateş meşalesi  vardı, onlar Allah’ın 7 ruhudur.”

BAP 5: 1 “Ve tahtın üzerinde oturanın sağ elinde içerden ve arkadan yazılmış 7 mühürle mühürlenmiş bir kitap gördüm.”

BAP 5: 5 “Ve ihtiyarlardan biri bana dedi: Ağlama, işte Yahudi sıptından olan Aslan, Davudun Kökü, kitabı  ve onun 7 mühürlerini açmağa galip geldi.”

BAP 5: 6 “…boğazlanmış gibi bir Kuzu gördüm; 7 boynuzu ve 7 gözü vardı, bunlar bütün dünyaya gönderilmiş olan Allah’ın 7 ruhudur.”

BAP 6: 1 “Ve Kuzu 7 mühürden birini açtığı zaman, gördüm”

BAP 8: 1 “Ve 7 nci mührü açtığı zaman, yarım saate kadar gökte sükût oldu.”

BAP 8: 2 “Ve Allah’ın önünde duran 7 meleği gördüm; ve onlara 7 boru verildi.”

BAP 8: 6 “Ve kendilerinde 7 boru olan 7 melek boru çalmağa hazırlandılar.”

BAP 10: 3-4 “Ve aslan gümürder gibi büyük bir sesle çağırdı; ve çağırdığı zaman, 7 gök gürlemesi kendi sesleriyle söylediler.”,”7 gök gürlemesi söyledikleri zaman, yazmak üzere idim; ve gökten: 7 gök gürlemesinin söylediği şeyleri mühürle, ve onları yazma diye bir ses işittim.”

BAP 10: 7 “Fakat 7 nci meleğin sesinin günlerinde, boru çalacağı zaman, peygamber kullarına müjdelemiş olduğu gibi, Allah’ın sırrı da tamamlanacaktır.”

BAP 12: 3 “Ve gökte başka bir âlamet göründü; ve işte, 7 başı, ve on boynuzu, ve başları üzerinde 7 tacı olan büyük bir kızıl ejder vardı.”

BAP 13: 1 “Ve denizden çıkan bir canavar gördüm, on boynuzu ve 7 başı, ve boynuzun üzerinde on tacı, ve başları üzerinde küfür isimleri vardı.”

BAP 15: 1 “Ve gökte başka büyük ve acaip bir âlamet, kendilerinde 7 son belâ olan 7 melek gördüm.”

BAP 15: 6 “Ve kendilerinde 7 belâ olan 7 melek temiz ve parlak ketenle giyinmiş ve göğüslerine altın kuşaklar kuşanmış olarak mabetten çıktılar.”

BAP 15: 7 “Ve dört canlı mahlûktan biri 7 meleğe ebetler ebedince hay olan Allah’ın gazabı ile dolu 7 altın tas verdi.”

BAP 15: 8 “Ve mabet, Allah’ın izzetinin ve kudretinin dumanı ile doldu; ve 7 meleğin 7 belâsı itmam olununcaya kadar kimse mabede giremedi.”

BAP 16: 1 “Ve Mabetten 7 meleğe: gidin, ve Allah’ın gazabının 7 tasını yeryüzüne boşaltın, diyen büyük bir ses işittim.”

BAP 17: 1 “Ve kendilerinde 7 tas olan 7 melekten biri geldi, benimle söyleşip dedi:”

BAP 17: 3 “Ve beni Ruhta çöle götürdü; ve 7 başı ve on boynuzu olan küfür isimleriyle dolu kırmızı canavarın üzerine binmiş bir kadın gördüm.”

BAP 17: 9-10 “7 baş, kadının üzerlerinde oturduğu 7 dağ,”, “ ve 7 kraldır; beşi düştü, biri vardır, ötekisi daha gelmedi; ve geldiği zaman, onun biraz vakit kalması gerektir.”

KURAN’I KERİM’DE 7 RAKAMININ GEÇTİĞİ YERLER    

Kuran’da 7 nci Süre, el- A’râf Süresi’dir. A’râf’ta yani cennet ile cehennem ehli arasındaki yüksek bir yerde bulunan insanlardan, ilâhî vahyin doğruluğundan ve dünyanın vahye ihtiyacından söz edilir.

Kuran’da 7 nci Süre olan el_A’râf’ın 7 nci Ayeti’ne bakalım:

“Ve onlara (olup bitenleri) tam bir bilgi ile mutlaka anlatacağız. Biz, onlardan uzak değiliz.”

Burada, tüm olup bitenle ilgili bilginin insanlığa aktarılacağı ve vahiy kanalıyla Yüce Yaradan ile insanlar arasında sıkı bir bağ olduğu  belirtiliyor.

Tüm bu bilginin, 7 nci Süre’nin 7 nci Ayeti’nde olması, herhalde tesadüf olamaz.

Bakara Suresi, Ayet -29: “O yerde ne varsa hepsini sizin için yarattı. Sonra semaya yöneldi, onu 7  gök olarak yaratıp düzenledi.”

Bakara Suresi , Ayet -196: “Kurban kesmeyen kimse hac günlerinde üç, memleketine döndüğü zaman 7 olmak üzere oruç tutar ki, hepsi tam on gündür.“

Bakara Suresi, Ayet -261: “Allah yolunda mallarını harcayanların örneği, 7 başak bitiren bir dane gibidir ki, her başakta yüz dane vardır.”

Yusuf Suresi, Ayet -43: “ Kral dedi ki : ben (rüyada) 7 arık (zayıf)  ineğin yediği 7 semiz inek gördüm. Ayrıca, 7 yeşil başak ve diğerlerini de kuru gördüm.”

Yusuf Suresi, Ayet -46: “(Yusuf’un yanına gelerek dedi ki:) Ey Yusuf, ey doğru sözlü kişi ! (Rüyada görülen) 7 arık ineğin 7 semiz inek ile 7 yeşil başak ve diğerleri de kuru olan (başaklar) hakkında bize yorum yap.”

Yusuf Suresi, Ayet -47: “Yusuf  dedi ki: 7 sene adetiniz üzere ekin ekersiniz. “

Hicr Suresi, Ayet -44: “ Cehennemin 7 kapısı vardır. Onlardan her kapı için birer gurup ayrılmıştır.”

Hicr Suresi, Ayet -87: “ Andolsun ki, biz sana tekrarlanan 7 ayeti ve yüce Kuran’ı verdik” (Rivayete göre bu 7 ayet, namazların her rekatında tekrar edilen Fatiha Suresi’dir.).

İsrâ Suresi, Ayet 44: “7 gök, yer ve bunlarda bulunan herkes O’nu tembih eder.”

Kehf Suresi, Ayet -22: “(Kimileri de:) Onlar 7 kişidir; sekizincisi köpekleridir.”

Muminun Suresi, Ayet - 7: “ Andolsun biz, sizin üstünüzde 7  yol yarattık. Biz yaratmaktan habersiz değiliz.”  

Muminun Suresi, Ayet -86: “ 7 kat göklerin Rabbi, azametli Arş’ın Rabbî kimdir? diye sor.”  

Lokman Suresi, Ayet -27: “Şayet  yeryüzündeki ağaçlar kalem,  deniz de arkasından 7 deniz  katılarak (mürekkep olsa )  yine  Allah'ın  sözleri  (yazmakla) tükenmez.”

Fussilet Suresi, Ayet -12: “ Böylece onları iki günde 7 gök olarak yarattı ve her bir göğe görevini vahyetti.”

Talak Suresi, Ayet -12: “ Allah, 7 kat  göğü ve yerden bir o kadarını yaratandır.”  

Mülk Suresi, Ayet- -3: “ O ki, birbiri ile ahenktar 7 göğü yaratmıştır.”

Hakka Suresi, Ayet -7: “Allah onu, ard arda 7 gece, sekiz gün onların üzerine musallat etti. “ .    

Nuh Suresi, Ayet -15: “ Görmediniz mi, Allah, 7  göğü birbiriyle ahenktar olarak nasıl yaratmış !”

Nebe Suresi, Ayet -12: “ Üstünüzde 7 kat sağlam göğü bina ettik.”

NOT: Yed kelimesi, Arapça isimdir. “El”, “Kudret” anlamına gelir. Yed-i beyza kelimesi, “Beyaz El” anlamdadır. Hz. Musa’nın parlayan eli, onun ilk mucizesi, kerameti anlamımdadır. Yedullah kelimesi ise “Tanrı Eli” anlamına gelir.

KISACASI:  7 rakamı, dünyanın ve insanın oluşum ve tarihinde önemli bir yer işgal etmektedir.

Bu çalışma, konuya ilgi duyanlara  ışık tutmak ve yardımcı olmak amacıyla yapılmıştır.

3. Bölüm Kaynak : Ahmet Akyol

Not. 3 farklı kaynaktan derlenmiş olan bu yazılarda ortak anlatımlar mevcuttur.. Orjinal çalışmaları bozmamış olmak için benzerliklere müdahale etmedim.



.